Üç elektrodu olan dynatronvakum tüpünü icat etmiştir; bir termiyonik katot, bir delikli anot ve bir ek anot veya plaka. Normal çalışmada, tamamlayıcı anot delikli anottan daha düşük bir pozitif voltajda tutuluyordu. Elektronların plakadan ikincil emisyonu, dynatronun gerçek bir negatif direnç gibi davranmasına neden olarak geniş bir frekans aralığında salınımlar üretmesini veya bir amplifikatör olarak kullanılmasını sağlar. Katot ile delikli anot arasına bir kontrol ızgarası eklendiğinde, cihaz "pliodynatron" olarak adlandırıldı.
Magnetron
1920 yılına gelindiğinde, araştırmaları magnetronun icadına yol açtı. Bu, harici bir bobin tarafından üretilen eksenel bir manyetik alan ile ikiye bölünmüş merkezi bir katot ve koaksiyel silindirik bir anot şeklini aldı. Hull magnetron, radyo alıcılarında bir amplifikatör ve aynı zamanda düşük frekanslı bir osilatör olarak test edildi. 1925 yılında GERL'de üretilen bir magnetronun 20 kHz frekansta 15 kWgüç üretebildiği rapor edildi. Hull, o dönemde magnetronun iletişim uygulamalarından ziyade bir güç dönüştürücü olarak daha yaygın bir şekilde kullanılacağını tahmin ediyordu. Ancak, Hull'un split-anode magnetronu yüksek frekanslara veya yüksek güç çıkışına ulaşamadı ve yaygın olarak kullanılmadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında John Randall ve Harry Boot, mikrodalgafrekanslarında yüksek güç üretebilen ilk cihaz olan modern kavite magnetronu geliştirmek için Hull'un konseptini geliştirdiler. Ortaya çıkan santimetre-bant radar, hava savaşında Müttefikler için çok önemli bir avantaj olduğunu kanıtladı.[1]
Gazlı elektron tüpleri
GERL'de gaz dolu elektron tüplerinin geliştirilmesine de büyük katkıda bulundu. Termiyonik katotlarıniyon bombardımanı altında hızlı parçalanmaya karşı nasıl korunacağını keşfetti. Bu keşif, sıcak katotlu tirotronların ve fanotronların başarılı bir şekilde geliştirilmesini sağladı.