Arapça kendi içerisinde çeşitli değişkelere ayrılır. Bu değişkeler birbirleriyle farklı oranlarda karşılıklı anlaşılabilirllik gösterebilirler veya hiç göstermezler. Bu nedenden ötürü bazı kaynaklar bunları ayrı birer dil olarak ele almaktadır. Arapçanın standartlaştırılmış formu olan ve Kuran Arapçasını temel alan Fasih Arapça, Arap dünyasında yazı dili olarak kullanılan Arapça lehçesidir. İslam'ın kutsal kitabı Kur'anKuran Arapçası ile yazılmıştır ve bu Müslümanların ibadet dilidir.
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
Arapça büyük medeniyetler, kültürler ve imparatorluklar doğuran dillerin başında gelir. Arapçanın kullanımı 7. yüzyıla kadar Arap Yarımadası içine sınırlı kalmış, İslamiyetin gelişiyle birlikte Arap Yarımadası'nın dışında büyük bir hızla yayılarak; Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika'yı kuşatmış, oradaki dillerin yerini almış ve bir kültür ve medeniyet dili olmuştur. Sonraki asırlarda İslami fetihlerin sürmesiyle Arapça doğuda Afganistan ve en batıda İspanya'ya kadar uzanan bölgede konuşulan dil haline gelmiştir.
Arap alfabesi 28 harften oluşur. Bu harfleri oluşturan temel şekil sayısı ise 17'dir. Arap yazısı sağdan sola doğru akış sergiler. Harflerin tamamına yakını sessizdir (sâmit). Harflerin seslenmesini sağlayan; ancak Kur'an, dil öğrenim kitapları ve şiirler dışında pek kullanılmayan işaretler hareke ismini alır. Arap harflerinin yazılışları, kelimenin başında, ortasında ve sonunda bulunmalarına göre kısmi değişiklikler gösterir. Arap alfabesinde bulunan 28 ünsüzün 22 tanesi Sami alfabesinden geçerken şekil değişikliğine uğrayan sesler olup geri kalan altı ses Arapçaya özgüdür.[kaynak belirtilmeli]
Arap alfabesinin, Arami alfabesi kökenli Nabatî alfabesinden türediği kabul edilmekle birlikte nasıl, ne zaman ve nerede oluştuğu konusunda kesin bilgiler bulunmamaktadır. İslam'dan önceki Cahiliye olarak adlandırılan dönemde edebiyat, özellikle şiir çok üst düzeylere çıkmıştı. Ancak yine de yazma konusunda ileri seviyelere ulaşılmamıştı.[kaynak belirtilmeli] İslam peygamberi Muhammed devrinde iki alfabe kullanılıyordu:
Nesih: Kitap ve yazışmalarda kullanılan, yuvarlak harflerle ve bitişik olarak yazılmış el yazısı şekli,
Kufi: Çoğunlukla dekoratif amaçlar için kullanılan keskin köşeli harfleri olan yazı şekli.
Arap alfabesi tarihte ve günümüzde sadece Arapların kullandığı bir alfabe olmamış, özellikle İslam'ın başka milletler tarafından da kabul edilmesiyle İranlılar, Türkî halklar ve Müslüman Hintler (bkz. Urduca) gibi Asya'daki diğer Arap olmayan kavimler tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde de Arap ülkeleri dışında İran, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde kullanılmaktadır. Ancak, Arapça dışında kullanıldığı dillerdeki farklı sesler için, alfabenin temel şekilleri üzerinde küçük değişiklikler yapılmıştır. Örneğin; Farsça ve Türkçedeki "ç" sesi Arap alfabesinde olmadığı için İranlılar ve Türkler, kendi alfabelerine, ج (cim/c) harfinin nokta sayısını üçe çıkararak چ (çîm/ç) şeklini verdikleri harfi eklemişlerdir.
Standart Arapça olarak kabul edilen Fasih Arapça (العربية الفصحى; El-Arabiyye el-fushâ) tüm Arap devletlerinin resmî dilidir. Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'da halkın çoğunluğunca, İran ve Türkiye'de ise Arapazınlıklarca kullanılan diller, Arapçanın lehçeleridir. Standart Arapça herhangi bir ülkede halk dili olarak konuşulmamakla beraber resmî dil olduğu için eğitim görmüş her Arap standart Arapçayı anlar ve konuşabilir. Bu bir iki dillilik örneğidir. Arap devletlerinin resmî dili olduğu için eğitim ve basın yayın da bu Standart Arapça ile yapılır.[8]
Diğer Sami dilleri gibi, Arapçada da sözcüklerin çoğunluğu üç sessizden, daha az sayıda dört, ondan daha az sayıda beş sessiz harften oluşan bir kökten türetilir. Bir kökten on değişik vezin üretilebilir. Bu vezinler üç sessiz harfe ünlülerle hareke sistemiyle ses ekleyerek ya da birtakım ön ekler ile elde edilir. Her vezinde aynı kökle alakalı ancak ayrı ayrı başka anlamlar ifade eden bir konsept vardır ve her vezinden kendi içinde bir fiil, bir ya da birkaç fiilden türetilmiş isim ve fiili yapan bir özne ile fiile maruz kalan bir nesne türetilebilir. Arapçada üç sözcük türü vardır: fiil, ad, harf ya da edat. Adların eril ve dişil biçimleri vardır.
Arapçada ismin üç hali vardır. İsmin halleri sözcüğün sonuna eklenen ünlü hareketleriyle betimlenir: (damme, fetha ve kesra). Dilin gramer yapısı büyük ölçüde bu hareke (seslendirme) sistemine dayanmaktadır. Kısa bir u sesi veren damme ismin yalın halini betimler. Takribi kısa bir e sesine denk gelen fetha nesneyi betimler. Kısa bir i sesine denk gelen kesra ise edatları ve tümleçleri betimler. Ancak bunun pek çok istisnası vardır ve hareke sistemi yan cümleciklerde ve dilin çeşitli yapılarında değişikliğe uğrayabilir. Günlük konuşmada ve yazıda bu hareke sistemi çoğunlukla ihmal edilir.
Arapçada zamanlar temelde geçmiş ve geniş olmak üzere iki zamandan oluşur. Ayrıca bir şimdiki zaman yoktur. Gelecek zaman şimdiki zaman çekiminin başına (سـ)se- öneki getirilerek oluşturulur. Ancak geniş zamanın da değişik türevleri bulunur ve bazı kişi çekimlerinde hareket değişebilir. Her fiil geçmiş ve geniş (şimdiki) zamanda on iki tip kişi zamirine göre çekilir (1. tekil ve çoğul, 2. erkek tekil, ikil (dual) ve çoğul, 2. dişi tekil ve çoğul, 3. erkek tekil, ikil ve çoğul, 3. dişi tekil ve çoğul).
Sıfatlar ve rakamlar da cinsiyete göre çekilir. İnsan olmayan çoğullar dişi tekil sıfat tamlaması alırlar.
Arapçada sessiz harflere ses veren harekeler yazıda gösterilmeyebilir. Kalın ve ince sesler için ünsüzler değişir. Bu yüzden Türkçede aynı harfin kullanıldığı pek çok sözcük Arapçada farklı iki sessizle yazılır. (Sayf=yaz (sad, ya, fe); Seyf=kılıç (sin, ya, fe); Kalb=kalp (kaf, lam, be); Kelb=köpek (kef, lam, be) gibi).
Söz varlığı ve diğer dillerle etkileşimleri
Günümüzde yaygın olan pek çok dil Arapçanın söz varlığından pek çok sözcük almıştır. Türkçede pek çok Arapça kökenli sözcük bulunmaktadır. Ayrıca İngilizceye, birçoğu Arapçanın ön eki "al-" ile başlayan birçok sözcük katmıştır. Bunlardan bazıları; algebra, alcohol, alchemy, alkali, alcove ve albatros, mosk, minaret, sultan, elixir, harem, girate, gazelle, cotton, amber, sofa, mattress, tariff, magazine, arsepial, syrup, sugar, sherbet ve artichoke gibi sözcüklerdir. "Coffee" (kahve) de İngilizceyeTürkçe ve İtalyanca yoluyla giren Arapça bir sözcüktür. "Assassin" (suikast) sözcüğü "haşhaş bağımlıları" anlamındaki "haşhaşin" gibi bir Arapça sözcükten gelir. Ayrıca İspanyolcada 1600 civarında Arapça sözcük olduğu sanılmaktadır.
Arapça kendi içerisinde de alıntı sözcükler barındırır. İslam öncesi Arapçayı söz varlığı açısından etkilemiş en önemli dilleri Aramice, Geez ve daha az oranda İbranice gibi diğer Sami dilleri oluşturmaktadır. İranî diller olan Orta Farsça, Partça ve Klasik Farsçadan da dile kültürel, dinî ve siyasi kelimeler girmiştir.[9][10]Koini Grekçesi de Arapçayı etkilemiştir; bu dilden Arapçaya girmiş kelimeler arasında kīmiyāʼ (gr. khymia; metalleri dönüştürme ilmi) al-munaḳḳaḥ (gr. almenichiakon; takvim) ve al-anbiq (gr. alembic; kupa, distilasyon aparatı) bulunur.[11]
Notlar
^İran İslam Cumhuriyeti anayasası, Arapçayı İslam dili olarak kabul etmekte, Arapçaya din dili olarak resmi bir statü vermekte ve Arapçanın İran ulusal müfredatında yayılmasını düzenlemektedir. Anayasa, II. Bölümde (Ülkenin Resmi Dili, Yazısı, Takvimi ve Bayrağı) 16. Maddesi şu şekiledir: "Kuran'ın ve İslami metinlerin ve öğretilerin dili Arapça olduğundan ilkokul seviyesinden sonra, ortaokulun tüm sınıflarında ve tüm eğitim alanlarında.... öğretilmelidir.
^Temel Kanun: Yahudi Halkının Ulus-Devleti Olarak İsrail: "Arap dilinin devlette özel bir statüsü vardır; Arapçanın devlet kurumlarında .... kullanılmasının düzenlenmesi kanunla düzenlenmektedir.
^Pakistan İslam Cumhuriyeti Anayasası'nın 31 No'lu Maddesi: "Devlet, Pakistan Müslümanları açısından (a) Kur'an-ı Kerim ve İslamiyet'in öğretilmesini zorunlu kılmak, İslam dininin öğrenilmesini teşvik etmek ve Arapça dilinin öğrenilmesini teşvik etmek ve kolaylaştırmak için çaba gösterecektir."
^1987 Filipin anayasası: "İspanyolca ve Arapçanın gönüllü ve isteğe bağlı olarak tanıtılacaktır".
^Ulusal mevzuatla oluşturulan Güney Afrika Dil Kurulu (b) aşağıdakilere saygı gösterilmesini sağlamalı ve teşvik etmelidir: (i) Güney Afrika'da dini amaçlar için Güney Afrika'daki topluluklar tarafından yaygın olarak kullanılan tüm diller; ve (ii) Arapça, ...."
^See for instance Wilhelm Eilers, "Iranisches Lehngut im Arabischen", Actas IV. Congresso des Estudos Árabes et Islâmicos, Coimbra, Lisboa, Leiden 1971, with earlier references.
^See the seminal study by Siegmund Fraenkel, Die aramäischen Fremdwörter im Arabischen, Leiden 1886 (repr. 1962)
^Roger Dachez, Histoire de la Médecine de l'Antiquité au XXe siècle, Tallandier, 2008, p. 251 ve Alfred-Louis de Prémare, Foundations of Islam, Seuil, L'Univers Historique, 2002,