Sünnet veya sirkumsizyon, erkeklerde penis başını örten ve koruyan üstderinin (prepüs) bir kısmının veya tamamının kesilip atılması böylece glansın (penis başı) açıkta kalmasını sağlamaktır.[2] Erkek sünneti, dinî veya kültürel gerekçelerle pek çok din ve kültürde küçük yaşlardaki erkeklere uygulanır.
Bazı İslam toplumlarında kadınlarda da icra edilen "cerrahi sünnet"in ürogenital sistem üzerine, çocuk ruh ve beden sağlığı üzerine erken ve geç dönem etkileri (yaralama, enfeksiyon, ruhsal travma, sakat bırakma gibi) etkileri bulunmakta[3] ve sünnet karşıtlarınca çocuğun bedensel bütünlüğüne saldırı ve hak ihlali olarak değerlendirilmektedir.[4]
Sünnetin ilk olarak ne zaman ve ne gerekçe ile yapılmaya başlandığına dair kanıt yoktur; ancak Antik Mısır medeniyetinde uygulandığı, köleler ve mahkûmların bir aşağılama yöntemi olarak sünnet edildiği, Musa'nın Mısır'dan çıkardığı İbraniler'in köle veya mahkûmlardan oluştuğu için, hepsinin sünnetli olduğu, bunu toplumsal bir işaret olarak görüp devam ettirdikleri bilinmektedir.[2][4] Söz konusu uygulama yazılı tarihten önce başlamıştır. Sünnet geleneğinin yaygın olduğu bazı ataerkil toplumlarda erkekliğin bir gerekliliği olarak görülür. Bazı toplumlarda sünnet olmayan erkeklere evlenme hakkı verilmemektedir. Sünnet bazı toplumlarda ise evlilik kurumuna karşı sadakat gösterisi olarak uygulanmaktadır.
Günümüz Yahudi ve Müslüman topluluklarında erkek çocukların sünnet edilmesi geleneklerine kaynaklık eden anlatılar İbrahim ile bağlantılıdır. Yahudi toplumunda Tanrı'ya erkek çocukların kurban olarak sunulduğu bilinmektedir. İbrahim'in rüyasında oğlunu kurban ettiğini görmesi de bu uygulamanın işareti sayılmaktadır. Zamanla insan kurbanı terk edilmiş, vücudun tamamını kurban etmek yerine onu simgeleyen bir parça (sünnet derisi) kesilmeye başlanmıştır.[5][6]Sami Ezzib İbrahim ile ilgili kurban anlatısının Yahudi din adamlarının bir kurgusu olduğunu, bununla İbranilerin Tanrıya erkek çocuklarını kurban verme geleneğinin kaldırılarak yerine hayvan kurbanının getirilmesinin amaçlandığını, ancak erkek çocukların kurban verme anlayışından tamamen kurtulamadığını, bunun yerine onların erkeklik organlarını kaplayan derinin kesilmesinin gelenek hâline getirildiğini ifade eder. Ve şöyle der: "90 yaşını aşan büyük babanız bir gün sizi dağa götürüp Tanrı'nın rüyasında emrettiğini söyleyerek kesmeye kalksa, sonra da vazgeçip bir koç kesse, bir başka gün kendisinin cinsel organını kesse ne düşünürdünüz?
Etimoloji
Sünnet kelimesi, “âdet, yol, davranış” anlamlarına gelen Arapça kökenli bir sözcüktür.
Mitoloji
Yunan mitolojisindeAttis, Kybele'nin sevgilisidir. Ancak Kybele'ye verdiği sözü unutarak Kral Midas'ın kızıyla evlenir. Düğüne Kybele de davet edilir. Düğün sırasında Kybele ile karşılaşan Attis ne yapacağını bilemez. Kybele'ye karşı duyduğu pişmanlıktan ötürü cinsel organını orada keser ve kanlar içinde kıvranmaya başlar. Sevgilisinin böyle acı içinde kıvranmasına dayanamayan Kybele Attis'i bir çam ağacına dönüştürerek ona sonsuzluğu bağışlar.
Pessinus Mabedi'nde Tanrıça Kybele adına her sene düzenlenen şenliklerde tapınakta rahip olmak isteyen erkekler Kibele rahibi olmanın ön şartı olarak hadım edilir ve kesilen cinsel organları bir çam ağacının altına gömülür. Bu inanış daha sonra Sami ırkında (Arap ve Yahudiler) cinsel organı değil ama ucunu (erkeklerde prepusium, kadınlarda klitoris) kesme şeklinde günümüze kadar devam etmiştir.
Sünnetli doğma inancı; Halk arasında peygamber sünneti olarak bilinen hipospedias, aslında doğuştan bir penis bozukluğudur. Normal bir peniste idrar kanalı penisin ucunda sonlanırken hipospadiaslı çocuklarda idrar kanalı penisin alt yüzünde ve daha geride sonlanır. İdrar kanalının açılma noktası testislerden daha geride bile olabilir ve ne kadar gerideyse sorun o kadar ciddidir. Ancak vakaların çoğunluğunu penis ucuna daha yakın olanlar oluşturmaktadır. Hipospedias yaklaşık olarak üç yüz erkekte bir rastlanan bir olgudur.[6]
Tarihçe
Sünnetle ilgili pek çok teori bulunmakta ise de, tam olarak nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir. Sünnet, yazılı tarihten önce başlamıştır. Uygulamanın kaynağı, tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. Sünnete dair en eski illüstrasyon Mısır'da bulunmuştur ve tarihi MÖ 2400'e kadar gitmektedir.[7] Erkeklerin sünneti Yahudi inancında mecburidir, pek çok Müslüman topluluğu ve bazı Hristiyan topluluklarında ise gelenekselleştirilmiştir. Her yıl on üç milyondan fazla erkek ve üç milyondan fazla kız çocuğu sünnet edilmektedir.[8][9]
Sünnetin kökeni ile ilgili teorilerden biri James DeMeo'nun, "Erkek ve Kadın Jenital Yaralamalarının Coğrafyası" (1997) adlı makalesinde açıklanır. DeMeo, toplumların ataerkil özellikleri, sünnet uygulayıp uygulamadıkları ve uyguluyorlarsa bunun şiddetini ve küresel kuraklık endeksini bir harita üzerine koyarak karşılaştırır. Bu üç faktörün kesiştiğini fark eden DeMeo, sünnetin MÖ 5000 yıllarında Sahara'nın çölleşmesi ve bunun sonucunda kurulan ataerkil düzen ile ortaya çıktığı sonucuna varır. Daha sonra bazı tarihsel olayları inceleyerek sünnetin ataerkillikle birlikte Sahara'dan dünyanın başka yerlerine yayılışını açıklar.[10]
Ashley Montagu de "Sakatlanan İnsanlık" (1991) adlı makalesinde her iki cinste sünnetin, ataerkilliğin yükselmesi ile ortaya çıktığını iddia eder. Günümüzde sünnetin devam etmesini, eski ataerkil eğilimlerin halen güçlü olmasına bağlar.[11]
Nörofizyolog James Prescott'a göre erken yaşlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin gelişen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur ve bu şekilde cinsel olarak sağlıklı gelişmesini ve ileri yaşlarda cinsel zevki ve cinselliğin manevi boyutunu gerektiği şekilde yaşamasını güçleştirir. Ataerkil toplum, bireylerin cinselliğini bu şekilde kontrol eder.[12]
Modern zamanlara kadar sünnet, cinsel bir kontrol aracı olarak düşünülmüştür. Bu görüşlerin en çok bilinenlerinden biri Yahudi asıllı düşünür İbn Meymun'un 1190 yılına ait şu sözleridir:
"Söz konusu sünnet olduğunda, öyle sanıyorum ki amaçlanan cinsel ilişkiyi azaltmak, cinsel organı zayıflatmak ve bu şekilde erkeğin mutedil olmasını sağlamaktır. Bazı insanlar sanır ki, sünnet erkeğin yapısındaki bir bozukluğu gidermek içindir, ama buna herkes kolaylıkla cevap verebilir: Nasıl olur da doğadaki canlılar dışarıdan düzeltmeyi gerektirecek kadar "eksik yaratılmış" olabilirler, hele bu özellikle üstderi gibi işlevi açık seçik belli olan bir yapı ise? Gerçek şu ki, bu emir, eksik yaradılışlı bir yapıyı düzeltmek için değil, insanın ahlaki yetersizliklerini tamamlamak içindir. Bu organda açılan yara tam da istendiği gibidir; ne gerekli işlevlere zarar verir, ne de çoğalma yeteneğine. Sünnet basitçe aşırı isteği dengeler, çünkü sünnetin cinsel heyecanı azalttığına dair şüphe yoktur. Organ daha başlangıçtan kan kaybederek ve koruyucu tabakasını yitirerek güçsüz hale gelir..."
(49. Bölüm, s.609) Şaşırmışlara Rehber, İbn Meymun
19. yüzyıla kadar sünnet, Sahara Çölü ve bu bölgeyle yakın etkileşim içindeki ve etkisindeki coğrafi alanlar ve topluluklarla sınırlı kalır. Bu ana kadar Batı dünyasının tavrı, sünnete karşı genelde dışlayıcı ve sünnet yapan ulusları küçük görücüdür.[13] Ne var ki bu durum 19. yüzyılın yaygın cinsellik karşıtı ortamı ve mastürbasyon korkusu ile değişir. İngilizce konuşan ülkelerde sünnet, pek çok hastalığa neden olduğu düşünülen mastürbasyona karşı bir önlem olarak benimsenir. Sünnetle kesilip atılan prepus, gereksiz, hastalıklı bir organ olarak görülmeye başlanır. Uygulamada daha çok erkek çocuklar söz konusudur, ama kız çocukları da nasibini alır. Bu durum ABD haricinde İngilizce konuşan ülkelerde sünnetin büyük oranda terk edildiği 1940'lara kadar sürer.[14] Bu değişimde cinsellik karşıtı ortamın yumuşaması yanında Douglas Gairdner'in prepusun işlevlerini açıkladığı 1949 yılına ait makalesi de büyük rol oynamıştır. Bugün ABD'de sünnet oranının %60 ile %80 arasında, diğer İngilizce konuşan ülkelerde ise ortalama %10'un altında olduğu sanılmaktadır. Ancak kesin istatistikler yoktur. Bunun dışında sömürge döneminde (19. yüzyıl) Filipinler'de ve ABD askeri varlığı ile Güney Kore'de de (1950'den sonra) sünnet başlamıştır.
Sünnet olayı ile ilgili olarak psikanalizin kurucusu Sigmund Freud, Oedipus kompleksine atıfta bulunmuş ve bu kompleks sonucu olan kastrasyon anksiyetesi (Hadım edilme korkusu) ile sünnet olayını ilişkilendirmiştir.[kaynak belirtilmeli] Freud'a göre sünnet olayı erkek çocuğun annesine karşı duyduğu özlemden vazgeçtiğini göstermek amacıyla toplum önünde törensel olarak uygulanan bir cerrahi operasyondur. Erkek sünnet olarak artık erkekliğe adım atmış ve annesi ile bağlarını tam olarak koparmış olmaktadır.
İbrahimî dinlerin bakışı
Sünnet, Yahudi dini inancında büyük yer tutar. Tanah'a göre YHVH, İbrahim'e ve soyundan gelenlere sünnet olmalarını emretmiştir. Bu inanışın gereği olarak Yahudiler, doğumdan sonra 8. günde erkek bebeklerini sünnet ederler.
Hristiyanlıkta sünnet tartışılmış, ancak havarilerin ve özellikle de Paul'un "gereksiz" olarak görmesi nedeniyle dini bir gereklilik halini almamıştır. Ne var ki Mısır'daki Kıpti topluluğu gibi Afrika'daki bazı Hristiyan gruplar hem kadın hem erkek sünnetini, ABD'deki bazı Protestan mezhepler ve Filipinler'deki Katolikler ise erkek sünnetini dinen gerekli olarak kabul ederler.
Muhammed'in iki önemli biyografi yazarı olan İbn-i İshak da İbn-i Hişam da onun sünnetinden bahsetmez. Ahmet İbn-i Hanbel (Ölümü 855) şöyle der: Osman İbn-ül-As bir sünnete davetliydi ama gelmeyi kabul etmedi. Sebebi sorulduğunda, Peygamber zamanında sünnetin de, böyle davetlerin de olmadığını söyledi.[6]
Müslümanların kutsal kitabında sünnetle ilgili herhangi bir ifade yer almaz, ayrıca İslamiyet'in ilk yıllarında sünnet tartışma konusu da olmamıştır. Bu sıralarda Arapların kadın ve erkek sünnetini ne oranda uyguladıkları bilinmemektedir. Bugün Müslümanların büyük çoğunluğu erkek sünnetini, Afrika'daki inananların büyük bir kısmı ise kadın ve erkek sünnetini dinen gerekli görürler. Sünnetin Müslümanlar tarafından gelenekselleştirilmesinin 9. yüzyılda İslam'a dönen Yahudi asıllıların beraberlerinde kendi dinlerinin inançlarını İslam'a taşıması anlamına gelen İsrailiyyat ile olduğu sanılmaktadır.[15][16]
Sünnetle ilgili dini yorumların, bulunulan coğrafi bölgeye göre değişmesi (Mısırlı Hristiyan Kıptiler örneğinde olduğu gibi), uygulamadaki temel belirleyicinin din değil coğrafya (Asya'ya uzanan Sahara çöl kuşağı) ve bununla bağlantılı ataerkillik olduğunu göstermektedir.
Tıbbi ve cinsel boyutu
Sünnetin, penisin ısı hassasiyetini artırarak erken boşalma sorununu tetiklediği yönünde veriler bulunmakla beraber[17] tam aksine haz barajını yükselterek erken boşalma sorununu tedavide etkili olduğu yönünde veriler de vardır.[18][19]
Belçika'da Bronselaer ve ark. (2013) tarafından yapılan bir araştırma sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkeklere göre cinsel hazzın azaldığını ve orgazm yoğunluğunun daha düşük olduğunu gösterdi.[20] Frisch ve ark. (2011) tarafından yapılan başka bir araştırma Danimarka'da sünnetli erkeklerin, sünnetsiz erkeklere göre orgazm sorunları bildirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu.[21] Hollanda Kraliyet Tabipler Birliği(KNMG), terapötik olmayan erkek çocuk sünnetinin, çocuk haklarını ihlal eden, zararlı ve acı verici bir ritüel olduğunu belirten bir bildiri yayımladı.[22]
Sünnet öncesi muayene
Cerrahi şema
Sünnetsiz ve sünnetli penis
Türk kültüründe
Türkçede sünnet olmaya sünnet veya kestirme denilir, Araplarda ise buna hıtan denilmektedir. Türk kültüründe sünnet hem dini, hem de geleneksel bir görev olarak görülmektedir.
Türkiye'de sünnet düğünü yaygın bir gelenektir. (son zamanlarda batı etkisinde bebekler de sünnet edilmektedir) Çok çocuklu aileler, çocukların hepsini birden sünnet ettirmek için uygun bir zamanı beklerler. Sünnet düğünleri genellikle yaz aylarında yapılır. Köylerde sünnet düğünü okuyucu, elçi denilen çağrıcılarla, kentlerde davetiye ile olur.
Sünnet yeri ya evdir ya da bahçedir. Çocuğun yatağı hazırlanır, süslenir. Mütevazı düğünlerde misafirlere yemek verilir, hoca çağrılır, Kur'an okunur ve dua edilir, mevlit okunur. Çalgılı düğünler de yaygındır.
Çocuğun sünnet giysisi hazır satılan veya diktirilen beyaz ceket ve pantolondur. Bu giysiye üzerinde maşallah yazan bir kuşak takılır. Çocuğun sırtına da kırmızı veya mavi pelerin atılır veya kurdele takılır, başına taç konur. Sünnet sonrası için geniş bir gecelik hazırlanır, çocuk birkaç gün rahat rahat tuvalete gitsin diye.
Hatta birkaç gün rahat uyusun diye. En yakınlarından biri tutar, çocuğun dikkatini başka yöne çekerken sünnetçi kesimi tamamlar. Bu sırada tekbir getirilir, "oldu da bitti maşallah" tekerlemesi söylenir. Sünnetçi aleti mengeneli çok keskin bir bıçaktır. Penisin ucundaki deriyi kesme işlemi bittikten sonra sünnetçi pansuman yapar, pamukla sarar, çocuk yatağına götürülür. Bazı yörelerde sünnetçi, kirve ve çocuğun üzerine bir örtü serilmektedir.
Sünnetten sonra davetliler çocuğun yatağına giderek hediyeler verir, çocuğa para takarlar. Bazı yerlerde tur denilen tepsiyle para toplama adeti görülmektedir.
Tartışmalı hususlar
İngilizce konuşulan ülkelerde sünnetin uygulanmaya başladığı 19. yüzyılda, bazı hastalıklara mikropların neden olabileceği gibi modern teoriler henüz bilinmemektedir. Bunun yerine hastalıklara, kas kasılması gibi olaylarla açıklama getirilmeye çalışılmaktadır. Bu ortam içinde erkek ve kız çocuklardaki prepusun ve bu arada mastürbasyonun pek çok hastalığa gerekçe olduğu düşünüldü. Bu hastalıklara önlem olarak da, daha çok erkek çocuklarda sünnete başlandı. Ne var ki hastalık nedenleri ile ilgili bu iddialar mikropların öneminin anlaşılması ve tıp biliminin ilerlemesi ile 20. yüzyılın başlarında terkedildi.[23]
Bugün, büyük ölçüde Afrika kıtasına özgü olan kadın sünneti lehinde tıbbi hiçbir argüman sunulmamaktadır. Ne var ki başta Mısır olmak üzere çeşitli ülkelerdeki din adamları zaman zaman kadın sünnetinin dinî bir vecibe olduğunu ileri sürmekte ve sünnet aleyhtarlığını eleştirmektedirler. Bu ve benzeri geleneksel baskıların ağırlığı sonucu kadın sünneti çeşitli uluslararası örgütlerin ve devletlerin muhalefetine rağmen, Afrika'da yaygın bir şekilde uygulanmaya devam etmektedir.
Erkek sünneti içinse farklı olarak, hem dini hem de tıbbi argümanlar ileri sürülmektedir. Sünnetin erkeklerde penis, kadınlarda rahim kanserini, bebeklerde idrar yolları enfeksiyonunu, bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkları ve son olarak da AIDS'i önlediği ileri sürülmektedir. AIDS hariç, diğer teoriler ilk ortaya atıldıklarında ilgi çektiyseler de, hastalık riskinin sünnetin kendi riskinden düşük olması nedeni ile bugün yaygın sünnet için yeterli gerekçe olarak görülmemektedir. AIDS konusundaki tartışma sürmektedir.
Erkeklerde prepusun kendisinden kaynaklanabilecek sorunlar da sünnet için diğer nedenler olarak öne sürülmüştür. Sünnet karşıtları ise bu sorunların ortaya çıktıkları zaman sünnet dışı yöntemlerle tedavi edilebileceğini, sünnete en son çare olarak başvurulabileceğini söylemektedirler.[24]
Bu arada erkek cinsel organı hakkındaki yaygın bilinçsizlik, prepusun doğal gelişiminin hastalıklı olarak görülmesine ve pek çok gereksiz sünnete neden olmaktadır.[25]
Köln'de kurulu bir Alman mahkemesinin sünneti çocuğun vücut bütünlüğüne yönelik cezalandırılması gereken bir saldırı olarak nitelemesiyle sünnet hakkında hukuki tartışmalar gündeme gelmiştir.[26]
Erkek sünneti konusundaki dini tartışma Yahudiler ve ABD'deki az sayıdaki Hristiyan mezhep arasında devam etmektedir. Müslümanlar arasında ise genelde konu tartışmaya açılmamıştır.
Sünnet olan erkekler kimi zaman doğal sünnet derisi görünümünü tekrar elde etme arzusu, cinsel birliktelik sırasındaki hassasiyeti artırmak ya da günlük aktiviteler sırasında hassas bölgelerin sürtünmeden kaynaklı deformasyonunu önlemek gibi nedenlerle sünnet derisi restorasyonu ile penisin sünnet olmadan önceki görünümüne geri dönerler.[27]
^James Prescott, Genital Pleasure vs Genital Pain, [1] 1 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Truth Seeker, Volume 1 Number 3, Pages 14-21
^Gollaher, David L. (February 2000). Circumcision: a history of the world’s most controversial surgery. New York, NY: Basic Books, 53–72. ISBN 978-0-465-04397-2.
Wikimedia Commons'ta Erkek sünneti ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.
Sedat Veyis Örnek, Türk Halkbilimi, TC Kültür Bakanlığı Y., 2. baskı, Ankara 2000.
Sami Aldeeb Abu Sahliyeh, "Muslims Genitalia in the Hands of the Clergy"
27 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde [https://web.archive.org/web/20201027004403/https://evrimagaci.org/sunnetin-faydalari-ve-zararlari-sunnet-saglikli-bir-uygulama-mi-penis-on-derisi-neden-var-ve-nasil-evrimlesti-9389 arşivlendi. Sünnetin Faydaları ve Zararları: Sünnet, Sağlıklı Bir Uygulama mı? Penis Ön Derisi Neden Var ve Nasıl Evrimleşti? Evrim Ağacı]