Guayana Esequiba, Essequibo Nehri'nin batısında 159.500 km²'lik Guyana tarafından yönetilen ve kontrol edilen ancak Venezuela tarafından hak iddia edilen tartışmalı bir bölgedir.[1] Sınır anlaşmazlığı İspanya ile Birleşik Krallık ve Hollanda arasında sömürgeci güçlerden miras kaldı ve Guyana'nın 1966'da Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazanmasıyla daha da karmaşık hale geldi.
Bölgenin statüsü, Birleşik Krallık, Venezuela ve Britanya Guyanası tarafından 17 Şubat 1966'da imzalanan Cenevre Anlaşması'na tabidir. Bu anlaşma, tarafların anlaşmazlığa pratik, barışçıl ve tatmin edici bir çözüm bulma konusunda anlaşacağını öngörmektedir.[2] Anlaşmaya göre bir çıkmaz olması durumunda, çözüm yöntemine ilişkin kararın "uygun bir uluslararası organa" veya bu konuda anlaşma sağlanamaması durumunda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne iletilmesi gerekmektedir.[2] Genel Sekreter tüm konuyu Uluslararası Adalet Divanı'na iletti. 18 Aralık 2020'de UAD, Guyana'nın anlaşmazlığı çözmek için sunduğu davayı kabul etti.[3]
Günümüzde Venezuela, Islah Bölgesi (Zona en Reclamación) olarak adlandırdığı Essequibo Nehri'nin batısındaki tüm arazi üzerinde hak iddia etmektedir. Tarihsel olarak bu, Brezilya ile yapılan tahkim sırasında 1904'te Britanya Guyanası'na devredilen Amazon Nehri kolları ve Pirara bölgesini içermiyordu. Guayana Esequiba'nın kuzeybatı sınırı, 3 Ekim 1899 tarihli Tahkim Kararı uyarınca Britanya-Venezuela Karma Sınır Komisyonu tarafından belirlenen 1905 sınırını takip etmektedir.
Referandum ve Askeri Gerilim
3 Aralık 2023'te Venezuela'da yapıldı. Söz konusu bölgenin halkına danışılmadı ve oy kullanmadı. Oylama yalnızca Venezuela'da yapıldı.[4]
Referandum, Venezuela'nın Guyana tarafından kontrol edilen ve yönetilen topraklara ilişkin iddiasının çeşitli yönleriyle ilgili beş sorudan oluşuyordu; bunlar arasında Uluslararası Adalet Divanı'nın anlaşmazlık üzerindeki yargı yetkisinin reddedilmesi, bir Guayana Esequiba eyaleti kurulması ve halkına doğrudan Venezuela vatandaşlığı verilmesi de vardı.[5] Referandum, 2023 Guayana Esequiba Krizi’ne katkıda bulunan faktörlerden biriydi.[6]
Venezuela hükümetine göre Venezuelalılar, oylamadaki beş sorunun her birine yüzde 95'ten fazla "evet" oyu verdi.[7] Uluslararası analistler ve medya, katılımın oldukça düşük olduğunu ve Venezuela hükûmetinin sonuçları tahrif ettiğini bildirdi.[8]
Katılımın zayıf olmasının ardından Venezuela başsavcısı Tarek William Saab, muhalefet liderlerini referandumu sabote etmekle suçladı ve içlerinden 15'i hakkında vatana ihanet ve komplo gibi suçlamalarla tutuklama emri çıkardı. Bu, yaptırımların kaldırılmasının şartı olarak ABD ile mutabakata varılan seçimler öncesinde siyasi muhalefeti bastırmaya yönelik yeni bir girişim gibi görünüyordu.[9]