Nekropol (Nekropolis), arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölgeye verilen isimdir. Yunancanekros-polis ölü(ler) şehri demektir. Antik çağdaki şehirlerde mezar yerlerinin günümüz şehirlerinden farkı, günümüzde daha çok yerleşim yerlerine uzakta ve şehrin dışında olan mezarların, o dönemlerde şehirle iç içe olmasıdır.
Bu terim, tarihin çeşitli yerlerinde ve dönemlerinde yaygın olan şehirler içindeki mezarların aksine, genellikle bir şehirden uzakta ayrı bir mezar alanını ifade eder. Yer üstünde yapıları veya işaretleri olmayan mezar alanlarından farklıdırlar. Kelime en yaygın olarak antik siteler için kullanılırken, isim 19. yüzyılın başlarında yeniden canlandırıldı ve Glasgow Nekropolis'i gibi planlanan şehir mezarlıklarına uygulandı.
Antik Dünya'daki Nekropoller
Mısır
Eski Mısır'daki Gize Nekropolü, Büyük Giza Piramidi'nin Antik Dünyanın Yedi Harikası'na dahil edilmesinden bu yana dünyanın en eski ve muhtemelen en tanınmış nekropollerinden biridir. Firavunların cenazesi için ayrılan piramitlerin yanı sıra, Mısır nekropolleri, erken Hanedanlık döneminin tipik bir kraliyet mezarı olan mastabaları içeriyordu.
Etrürya
Etrüskler, kelimenin tam anlamıyla "ölüler şehri" kavramını aldılar. Cerveteri'deki Banditaccia Nekropolündeki tipik mezar, bir veya daha fazla kayaya oyulmuş yeraltı mezarını örten bir tümülüsten oluşur. Bu mezarlar birden fazla odaya sahipti ve çağdaş evler gibi özenle dekore edilmişlerdi. Tümülüslerin sokaklardan oluşan bir ızgara şeklinde dizilmesi, ona yaşayan şehirlere benzer bir görünüm verdi.[1] Sanat tarihçisi Nigel Spivey mezarlık adını yetersiz buluyor ve sadece nekropol teriminin bu sofistike mezarlık alanlarına hakkını verebileceğini savunuyor.[2] Etrüsk nekropolü genellikle tepelerde veya tepelerin yamaçlarında bulunuyordu.[3]
Miken Uygarlığı
Antik Yunan'dan önceki Miken Yunan döneminde, kent içinde gömüler yapılabiliyordu. Örneğin Miken'de kraliyet mezarları şehir surları içindeki bir bölgede bulunuyordu. Bu, nekropolün genellikle bir şehrin dışındaki yolları sıraladığı antik Yunan döneminde değişti. Bununla birlikte, antik Yunan dünyasında bir dereceye kadar farklılıklar vardı. Sparta, şehir içinde cenaze törenini sürdürmek için dikkate değerdi.[3]
İran
Naqsh-e Rustam, İran'ın Fars Eyaletindeki Persepolis'in yaklaşık 12 km (7,5 mil) kuzeybatısında bulunan eski bir nekropoldür. Nakş-ı Rüstem'deki en eski kabartmanın M.Ö. 1000 yılına ait olduğu tahmin edilmektedir. Bu kabartma ciddi şekilde hasar görmüş olmasına rağmen, alışılmadık bir başlığa sahip bir adamın silik bir görüntüsünü tasvir ediyor ve kökeninin Elamite olduğu düşünülüyor. Tasvir, çoğu Bahram II'nin emriyle kaldırılan daha büyük bir görüntünün parçası. Achaemenid krallarına ait dört mezar, kaya yüzeyine yerden oldukça yüksek bir yükseklikte oyulmuştur. Mezarlar, mezarların cephelerinin şeklinden sonra yerel olarak "Pers haçı" olarak bilinir. Daha sonra Sasani kralları mezarların altına bir dizi kaya kabartması ekledi.
Türkiye
Türkiye'de ise yoğun olarak Şanlurfa'da Balıklıgöl Platosunda yaklaşık 1.000-2.000 arası kaya mezarlardan oluşan 4 farklı nekropol bulunmaktadır. Bu nekropoller M.S. 2 yüzyıla tarihlenip Helenistik ve Roma-Bizans izleri taşımaktadır. Günümüzde bu nekropoller gecekonduların altındadır. Sadece yaklaşık 100 tanesi üzerindeki gecekondular yıkılıp gün yüzüne çıkartılmıştır. Büyük kısmı hala gecekonduların altındadır.
Necropolis modern zamanlarda da inşa edilmiştir. Örneğin Viktorya döneminden kalan dünyanın en büyük operasyon nekropolü, Avustralya'nın New South Wales şehrinde bulunan Rookwood Necropolis'tir.