Pablo Picasso[a] (25 Ekim 1881, Málaga, İspanya - 8 Nisan 1973, Mougins, Fransa), Fransa'da yaşamış İspanyol ressam, heykeltıraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarıdır. 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerindendir. Georges Braque ile birlikte kübizm akımının temelini atmış,[2]asamblajı icat etmiş, kolajın icadında yer almış ve çok çeşitli tarzların gelişimine katkı vermiştir. En önemli eserleri olarak öncü kübizm eseri Avignonlu Kızlar ve Alman ve İtalyan askerlerin İspanyol İç Savaşı sırasında yaptığı katliamı anlatan Guernica sayılabilir.
Hayatı
Küçük yaşta resim yapmaya ressam ve resim öğretmeni babası tarafından yönlendirildi. Resim yeteneği kısa sürede keşfedildi ve 1895'te Güzel Sanatlar Okulu'na girdi. 1901 yılından itibaren anne soyadı olan Picasso'yu kullanmaya başladı. Eserleri İspanyol bir dergi olan Juventut'ta yayınlandı.
1900'de ilk kez Paris'e gitti. Dönemin yenilikçi sanatçılarının yaşadığı Montmartre semtinde bir süre parasızlık içinde yaşadı. Picasso yaklaşık 1901-04 arasındaki ilk dönem yapıtlarında sıradan insanların, sirkpalyaçolarının, akrobatlarının resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar, sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne var ki, tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı. Sanatçının bu dönemi Mavi Dönem olarak tanımlanır.
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907'den 1914'e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir.
1911 yılında Leonardo Da Vinci'ye ait Mona Lisa eserini, bu eserin doğduğu şehir, Floransa'ya kaçırmakla suçlandı. Ancak iddialar hiçbir zaman kanıtlanamadı.
I. Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile beraber Roma'da kalır. 20'li yılların başında ressam klasisizme geri döner: Trois Femmes à la fontaine (1921, Modern Sanat Müzesi, Paris). Ayrıca mitolojiden de esinlenir: les Flûtes de Pan (1923, Picasso Müzesi, Paris).
Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Guiness Rekorlar Kitabı'na göre, toplam resim, 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve birçok seramik ve çizim üretmiştir.
Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak görülen ünlü eseri Avignonlu Kadınlar, Fransa'da 1907 yılında çizilmiştir.
En tanınmış eseri Alman hava kuvvetlerininGuernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Resim 1937'de yapılmıştır. Bu resim şu anda Madrid'de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, "Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, "Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiştir. Bu resim Picasso'nun savaşa ve Guernica'nın bombalanmasına karşı duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.
Sanatçı, ressamlığının yanında yazar ve şair olarak da gündeme geldi. Şiirler kaleme aldı, sürrealist bir oyun yazdı.[3]
Özel hayatı
Picasso sahne dekoratörü olarak çalışırken Roma'da tanıştığı Ukraynalı balerin Olga Khokhlova ile Temmuz 1918'de evlendi ve daha sonra onun sayesinde Paris sosyetesi ile tanışma imkanı buldu. Çiftin 1921'de Paulo (Paul) adında oğulları oldu.
1927'de 46 yaşında iken Picasso 17 yaşındaki bir Fransız kız, Marie-Thérèse Walter ile gizli ilişki yaşamaya başladı. Hohlova ancak 1935'te bu ilişkiyi ve Walter'in hamile olduğunu öğrenince derhal Picasso'yu terk edip güneye taşınarak boşanma davası açtı. Fakat kanunen mal varlığının eşit olarak paylaşılması gerektiğinden Picasso boşanmayı reddetti ve bu evlilik Hohlova'nın kanserden öldüğü 1955'e dek kağıt üzerinde devam etti.
Picasso'nun 1921 doğumlu oğlu Paulo, 1935 doğumlu kızı Maya'dan sonra, 61 yaşındayken ilişki yaşamaya başladığı 21 yaşındaki Françoise Gilot'dan 1947 doğumlu oğlu Claude ve 1949 doğumlu kızı Paloma oldu. Bu üçü dışında Picasso'nun hayatına Dora Maar, Fernande Olivier gibi daha birçok kadın girdi. İkinci ve son nikahlı eşi Jacqueline Roque ile 1953'te tanıştığında kendisi 72 yaşında, Jacqueline ise 26 yaşındaydı. Altı ay türlü çeşitli kurlar yaptıktan sonra onunla yaşamaya başladı ve 1961'de nikahlandılar.
Resmi ya da fiili eşi konumundaki kadının yanı sıra birkaç kadınla daha ilişkisi olan ve bu ilişkilerinde kadınlara şiddet dahil[4] kötü davranan Picasso için torunu Marina Picasso, Dedem Picasso adlı anılarında şöyle yazdı:
Onları kendi hayvani cinselliği için kullanıyor, itaatkar hale getiriyor, büyülüyor, sindiriyor ve ezip tuvaline sürüyordu. Geceler boyu onların özünü sömürdükten sonra, bitip tükendiklerinde ise onları başından atıyordu.[5]
Hayatındaki birkaç önemli kadından Marie-Thèrése Walter ve Jacqueline Roque intihar ettiler, Hohlova ve Dora Maar ise sinir krizleri yaşadılar. Oğlu Paulo depresyon sonucu alkolizmden öldü. Torunu Pablito da ressamın cenazesine katılmasına son nikahlı eşi Jacqueline Roque izin vermeyince aynı yıl klorak içerek intihar etti.[6]
Picasso'nun son vasiyetnamesine onu akıl sağlığı yerinde değilken yazdığı gerekçesiyle itiraz eden Françoise Gilot ile Jacqueline Roque arasındaki miras davası önce itiraz reddedilmekle birlikte sonunda Picasso'nun oğlu Paulo'nun ölümünden sonra, miras sahiplerinin Jacqueline ile birlikte Picasso'nun çocukları ve torunları Claude, Paloma, Maya, Bernard ve Marina Picasso olduğuna karar verildi.
Politik görüşü
Picasso gençliğinde Katalan bağımsızlık hareketine sempati duyup genel olarak desteğini ifade ederek hareket içindeki aktivistlerle dostlukları olmakla birlikte kendisi bu harekete aktif olarak katılmadı.[7]I. Dünya Savaşı, İspanya İç Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında da hiçbir tarafın silahlı kuvvetlerine katılmadı. Fransa'da yaşayan bir İspanyol olarak her iki dünya savaşında da işgalci Almanya ordularına karşı savaşa katılma zorunluluğu yoktu.
1940 yılında Fransa vatandaşlığına başvurduğu fakat "komünizme doğru evrilen aşırılıkçı görüşleri" nedeniyle reddedildiği 2003 yılında ortaya çıktı.[8]
1936'da İspanya İç Savaşı başladığında Picasso 54 yaşındaydı. Çatışmalar başladıktan kısa bir süre sonra Cumhuriyetçiler tarafından "gıyaben de olsa Prado'nun müdürü" olarak atandı ve John Richardson'a göre o da "görevlerini çok ciddiye alarak" müze koleksiyonunun Cenevre'ye taşınması için gerekli fonları sağladı.[9] Savaş Picasso'nun ilk açıkça politik çalışmasına fırsat yarattı. 1937 yılında "özellikle propaganda ve bağış toplama amacıyla" yapılan ve 18 resimden oluşan Franco'nun Rüyası ve Yalanı adlı çalışmasında Francisco Franco'ya ve faşistlere yönelik öfkesini dile getirdi.[10]
1944'te Fransız Komünist Partisine girdi. 1948'de Polonya'da yapılan Barışı Savunmak İçin Dünya Aydınlar Kongresine katıldı ve 1949'da Dünya Barış Konseyi için çizdiği güvercin uzun yıllar resmi dünya çapında komünist hareket içinde ve dışında yaygın şekilde barış sembolü olarak kullanıldı.[11] 1950'de Sovyet hükûmetinden Stalin Barış Ödülü aldı.[12] 1953'te Stalin'in ölümü üzerine parti yayın organı için çizdiği Stalin portresi yeterince gerçekçi olmadığı gerekçesiyle eleştirilere maruz kalınca Sovyetler Birliği'ne yönelik şevki zayfılamakla birlikte ölümüne kadar Komünist Partinin sadık bir üyesi olarak kaldı.[9] 1962'de Lenin Barış Ödülü aldı.[13]
Ölümü
Pablo Picasso, 8 Nisan 1973'te Fransa'nın Mougins kentinde, eşi Jacqueline ile akşam yemeği için arkadaşlarını ağırladıktan sonraki sabah, akciğer ödemi ve kalp krizinden öldü. 1958'de satın aldığı ve 1959 ile 1962 arasında Jacqueline ile birlikte yaşadığı bir mülk olan Aix-en-Provence yakınlarındaki Vauvenargues Şatosu'na defnedildi. Jacqueline, çocukları Claude ve Paloma'nın cenazeye katılmasını engelledi. Picasso'nun ölümünden sonra harap ve yalnız kalan Jacqueline, 1986'da 59 yaşındayken kendisini vurarak intihar etti.
^O'Brian, Patrick (1976). Pablo Ruiz Picasso: a Biography. New York: G.P. Putnam's Sons. p. 72.OCLC68744938.
^Philip Delves Broughton (19 Mayıs 2003). "Picasso not the patriot he painted". The Sydney Morning Herald (İngilizce). 25 Mayıs 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2020.
^abRichardson, John (25 Kasım 2010). "How Political Was Picasso?". The New York Review of Books, s. 27–30.