Prag Defenestrasyonu, insanların pencerelerden atıldığı Bohemya tarihinde üç kez yaşanan bir olaydı. Orta Fransızcada zaten var olmasına rağmen defenestrasyon (pencerenin dışı) kelimesinin, huzursuz olan Protestan aristokratların, iki kraliyet valisinin 1618'de Prag’da Hradčany Kalesi penceresinden dışarı atıldığı olayları savundukları metinde İngilizce karşılığı olarak kullanıldığına inanılıyor. Orta Çağ’da ve erken modern zamanlarda, defenestrasyon nadir değil, eylem peşinde cinayet şeklinde linç ve şiddet unsurları da taşıyordu.
İlk hükûmet defenestrasyonu 1419'da, ikincisi 1483'te ve üçüncüsü ise 1618'de gerçekleşti, “Prag Defenestrasyonu” terimi ise daha çok üçüncü için kullanılıyor. 1483 olayı “önemli bir defenestrasyon” olarak kabul edilmez, bu yüzden 1618'deki olay bazen “İkinci Prag Defenestrasyonu” olarak adlandırıldığından bazı belirsizliklere yol açar. Birinci ve üçüncü defenestrasyonlar, Bohemya (Hussit Savaşları – 1. Defenestrasyon) veya ötesinde (Otuz Yıl Savaşı – 3. Defenestrasyon) uzun süreli dini savaşların tetiklenmesine sebep olurken ikinci defenestrasyonu ise 31 yıl boyunca ülkede dini bir barışın (Kutná Hora Barışı – 2. Defenestrasyon) kurulmasına yardımcı oldu.
1419 Prag Defenestrasyonu
Prag’daki ilk defenestrasyon, 30 Temmuz 1419'da bir ÇekHussit kalabalığı tarafından Belediye Meclisi'nin yedi üyesinin öldürülmesini içeriyordu.
Jan želivský, Karlar Meryem Ana Kilisesi'nde bir Hussit papazdı, cemaatini Prag sokaklarında Karlovo Meydanı'ndaki Yeni Belediye Binası’ndaki (Novoměstská Radnice) bir geçit törenine götürdü. Belediye meclisi üyeleri Hussit mahkûmların değişimini reddetmişti. Yürüyüşlerini sürdürürken Belediye Binası'nın penceresinden želivský'e bir taş atıldığı iddia edildi.[1] Bu kalabalığı öfkelendirdi ve belediye binasını bastılar. Salonun içine girdikten sonra, yargıç, belediye bakanı ve Belediye Meclisi'nin birkaç üyesini defenestre ettiler. Hepsi düşüşten sonra öldü.[1]
Bohemya Kralı IV. Wenceslaus, haberi duyduktan sonra şok geçirdi ve kısa bir süre sonra sersemleyip öldü.[1]
Olay, kilisenin çağdaş yönünde artan hoşnutsuzluğun ve köylülerin, kilisenin ve soyluların karşısında kaldığı eşitsizliğin bir sonucuydu. Bu hoşnutsuzluk, artan milliyetçilik duygularıyla birleştiğinde Katolik Kilisesi'nin durumunu yozlaşmış olarak gören John Wycliffe’den etkilenen Jan Želivský gibi vaizlerin etkisini artırdı. Bu vaizler cemaatlerini silah almak da dahil olmak üzere eyleme geçmeye çağırdı.
Bu nedenle ilk defenestrasyon, uzun süreli Hussit savaşlarına yol açan müzakere ile eylem arasındaki dönüm noktasıydı. Savaşlar kısa bir süre sonra patlak verdi ve 1436'ya kadar sürdü.
1483 Prag Defenestrasyonu
Bu defenestrasyon 24 Eylül 1483'te Macaristan Kralı II. Vladislaus döneminde Praf nüfusunun öfkesi esnasında gerçekleşti. O sırada Bohemya'nın kralıydı, Matyas Corvinus 1490'da öldükten sonra Moravya ve Macaristan’ın kralı oldu. O zamanlar her iki tür altındaki cemaatin partisi, Vladislaus'un güçlenmesinden korkarak ona karşı şiddetli bir darbe yaptı. Eski ve Yeni kasabalar ve Küçük kasabada eş zamanlı baskınlar yapıldı. Eski Şehir belediye başkanı ve yedi yeni şehir meclis üyesinin ölü cesetleri ilgili belediye salonlarının camlarından dışarı atıldı. Prag'daki darbe, iktidar gücünün sınırlandırılmasında katkıda bulun ve Hussit Savaşı öncesi koşulların yeniden başlamasını engelledi. 6 Ekim 1483'te üç Prag Belediyesi, Kalikstinizm egemenliğini getiren birlik ve ortak eylem üzerine bir antlaşma imzaladı. Gelişme daha sonra 1485'te Kutná Hora Barışı Meclisi'nde her iki kilisenin uzlaşmasına ve eşitlik beyanına yol açtı.
1618 Prag Defenestrasyonu
Bu defenestrasyon, Avrupa tarihi önemli ölçüde etkiledi ve Otuz Yıl Savaşı'na yol açtı.
Arka plan
1555'te Augsburg Barışı, “Cuius regio, eius religio” ilkesini kurarak bir prensin yurttaşlarının dini belirlemesine izin vererek Kutsal Roma İmparatorluğu'ndaki dini anlaşmazlıkları çözmüştü. 1526'dan beri Bohemya Krallığı, Katolik dinlerini Protestan tebaa üzerinde zorlamayan Habsburg kralları tarafından yönetiliyordu. 1609'da II. Rudolf, Kutsal Roma İmparatoru ve Bohemya Kralı (1576-1612) oldu ve Protestan haklarını artırdı. Rudolf giderek yönetmeye uygun görülmüyordu ve Habsburg hanedanının diğer üyeleri küçük kardeşi Matthias’ı 1606'da aile reisi olarak ilan etti. Matthias, Macaristan'dan başlayarak Rudolf'tan yavaş yavaş bölgelerini almaya başladı. 1609'da Bohemya'da konumunu güçlendirmek için Rudolf, Bohemya'nın büyük ölçüde Proteston aristokratlarına dinlerini özgürce kullanma hakkı veren Majesteleri Mektubunu yayınladı ve esasen aristokratlar ve şehirler tarafından kontrol edilen bir Protestan Bohemya devleti ortaya çıkmış oldu. Rudolf'un ölümü üzerine Matthias, Bohemya'nın (1612-1619) yönetiminde başarılı oldu ve Bohemya'ya verilen yasal ve dini imtiyazları genişletti, bunların çoğunu şansölyesi olan Melchior Klesl Piskoposunun tavsiyeleriyle yaptı.
Çatışma iki faktörle başladı. Matthias zaten yaşlıydı ve çocuğu da yoktu, kuzeni Steirmark dükü Ferdinand’ı mirasçısı yaptı ve 1617'de kral seçti. Ferdinand, Katolikti ve Karşı Reformun savunucuydu ve Bohemya'nın Protestan yapısına ve özgürlüklerine iyi bakması muhtemel değildi. Bohemyalı Protestanlar, Majesteleri Mektubunu yorumlarken kraliyet hükûmetine karşı çıktılar. Matthias ve Klesl bu talepleri yatıştırmaya hazırlanırken Ferdinand değildi. 1618'de İmparator'u kraliyet topraklarında bazı Protestan şapellerin inşasının sona ermesini emretmeye zorladı. Bohemya aristokratları protestoya başladığında Ferdinand meclislerini dağıttı.
Defenestrasyon
23 Mayıs 1618'de dört Katolik Lord vekili, Martiniceli Kont Jaroslav Bořita, Chlumlu Kont Vilém Slatava, II. Adam von Sternberg (Yüce Burggraf) ve Matthew Leopold Popel Lobkowitz (Öncelikli şef) 8.30'da Bohemya Şansölyeliğine geldi. Toplantı salonunu hazırladıktan sonra üç ana Protestan zümre meclisinin dağıtılmış üyeleri, İmparator tarafından Karlštejn Kalesi'nin komutasından mahrum edilmiş Kont Thurn liderliğinde 9.00'da bir araya geldi. Protestan aristokratların gündemi, mevcut dört vekilin İmparator'un emriyle kraliyet topraklarında Protestan kilisesi inşaatının durdurulmasında sorumlu olup olmadığını açığa kavuşturmaktadı. Martiniceli Kont'un bizzat yazdıklarına göre:
Lord Paul Rziczan yüksek sesle okudu… Aşağıdaki içeriğe sahip bir mektuptu: İmparator Majesteleri, biz lord vekillerine lütuflarını sert bir mektupla yollamıştı, bizim isteğimizle orijinali yüksek sesle okunduktan sonra kopyası bize verildi. Daha sonra Majesteleri isyancıların yaşamlarını ve onurunu kaybettiğini açıkladı, bu üç Protestan zümre meclisini de korkutmuştu. O an, kesinlikle bizi infaz edeceklerini bildiğimiz için aramızda herhangi bir yaşam ve uzuv, onur ya da mülk kaybına bakılmaksızın yemin ettik, “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için”... Hiçbirimiz onlara itaat edemezdik, tüm zorluklara karşı birbirimize elimizden geldiğince yardım edecektik. Bunla beraber, böyle bir mektubun bazı dini düşmanlarımızın tavsiyesi ile ortaya çıktığı açıktır. Bilmek isteriz ki lord vekillerin mektubun ne kadarını bildiklerini ya da onayladıklarını merak ediyoruz.[2]
Vekiller herhangi bir cevap vermeden önce, Protestanların onlara orada bulunmayan yüksek yetkili Adam von Waldstein ile görüşmek istediler. Eğer bu görüşme gerçekleşirse Protestanlar önümüzdeki Cuma gününe kadar şikayetlerine resmi bir cevap alacaklardı. Protestan Lordlar ise derhal bir cevap talep etti. İki vekilin (II. Adam von Sternberg ve Matthew Leopold Popel Lobkowitz), Protestan aristokratlar tarafından İmparatorun mektubunun hazırlanmasında herhangi bir sorumluluğa sahip olamayacak kadar dindar olduğu düşünüldü. Odadan çıkarıldılar, odadan çıkmadan önce II. Adam von Sternberg Majesteleri Mektubuna aykırı hiçbir şey tavsiye etmediklerini açıkça belirtti. Bunun sonucunda, koyu Katolik oldukları bilinen Chlumlu Vilem Slatava ve Martiniceli Kont Jaroslav Bořita (Thurn'un yerine kale komutanı olmuştu) ve sekreter Filip Fabricus tek başlarına kaldı. Sonunda mektubun sorumluluğunu kabul ettiler ve sadece tutunacaklarını varsayarak Protestanların planladığı herhangi bir cezayı memnuniyetle karşıladılar.
Kont von Thurn hem Martinice hem de Slatava'ya dönüp “Siz, dinimizin düşmanısınız, bizi Majesteleri Mektubundan mahrum etmek istediniz, Protestan tebaayı korkunç bir şekilde rahatsız ettiniz… Onlara, dininizi istediğiniz şekilde zorla benimsetmeye çalıştınız ve bu nedenle onları sınır dışı ettiniz.” Sonra Protestan kalabalığa dönerek devam etti “Bu adamları hayatta tutacak olursak Majesteleri Mektubunu ve dinimizi kaybederiz… çünkü bunlardan ya da onlardan kazanılacak bir adalet yok”. Kısa bir süre sonra iki vekil ve sekreterleri defenestrasyona tabi tutuldu ancak üçüncü kattan 21 metrelik düşüşten kurtuldular.[3][4] Katolikler, onların melekler ya da onları yakalayan Meryem Ana’nın şefaatiyle kurtarıldığını iddia ettiler. Daha sonra Protestan broşürleri ise o dönemdeki tarafından bilinmeyen ve muhtemelen ilahi müdahale iddalarına tepki olarak onların gübre yığınına düştüğü için hayatta kaldıklarını iddia ettiler. Filip Fabricus daha sonra İmparator tarafından soylu ilan edildi ve Baron von Hohenfall (tam anlamıyla “Yüksek Düşüş Baronu”) unvanı verildi.[5]
Sonrası
Defenestrasyondan hemen sonra, Protestan aristokratlar ve Katolik Habsburglar savaş için müttefik toplamaya başladı.[6] 1619'da Matthias'ın ölümünden sonra II. Ferdinand Kutsal Roma İmparatoru seçildi. Aynı zamanda Bohemya aristokratları onu Bohemya Kralı görevinden aldı ve onun yerine İskoçya, İngiltere ve İrlanda Kralı Protestan VI. James’in damadı Kalvinist Pfalz Elektörü V. Frederick’i kral olarak seçti.
Düzgün seçilmiş bir kralı görevden aldıkları için Protestanlar savaş için ihtiyaç duydukları uluslararası desteği toplayamadılar.[6] Defenestrasyondan sadece iki yıl sonra Ferdinand ve Katolikler 8 Kasım 1620'de Beyaz Dağ Muharebesi’nde iktidarı geri kazandılar. Bu Otuz Yıl Savaşı'nın ilk muharebesi olarak bilinir.[7]
Savaşı takip eden haftalarda Prag'da yağma ve talan vardı. Birkaç ay sonra, 27 soylu ve vatandaş eski şehir meydanında işkence görüp idam edildi. On ikisinin başı demir kancalara kazınmış ve uyarı olarak köprü kulesinden aşağı asılmıştı. Bu, Otuz Yıl Savaşı'na yol açan kızgınlığa katkıda bulundu.[7]
Diğer Defenestrasyonlar
Prag'da tarih boyunca daha fazla defenestrasyon olayı meydana geldi ancak bunlar genellikle Prag defenestrasyonları olarak adlandırılmıyor.
Bazen, dördüncü ya da üçüncü Prag defenestrasyonu olarak kullanılır, standart bir kullanımı yoktur. Örneğin, 10 Mart 1948'de Çekoslovak Dışişleri Bakanlığı'nın binasının banyo penceresinin altında bulunan Jan Masaryk’in ölümünü tanımlanak için kullanılmıştır.[8] Resmi raporlara göre ölüm intihardır.[9] Bununla beraber, ya partizan olmayan bir Dışişleri Bakanı olarak hizmet ettiği için yeni komünist hükûmet ya da Sovyet gizli ajanları tarafından öldürüldüğüne inanılıyordu.[10] 2004 yılında bir Prag polis raporu, adli araştırmadan sonra Masaryk'in ölümüne en az bir kişinin dahil olduğu sonucuna varmıştır.[11] Bu rapor, 2006 yılında Rus bir gazetecinin annesinin Masaryk'i camdan atan Rus istihbarat memurunu tanıdığını söylediği gibi bir görüşle de desteklendi.[12] Bununla birlikte, 2019'da açılan yeni bir soruşturmada Masaryk'in banyo penceresinden değil bitişik dış çıkıntıdan düştüğünü iddia eden yeni araştırmalarla bu bulguları tekrar sorguladı. Bu soruşturma, 2021'de rafa kaldırıldı ve araştırmacılar Masaryk'in ölümü olaylarıyla ilgili kesin tespitler yapmak için yeterli kanıtların olmadığını söyledi.[13]
Notlar
^abcWolfsgrüber, C. (1907). "The Austro-Hungarian Monarchy". The Catholic Encyclopedia. New York: Robert Appleton Company. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2014.
^Helfferich, Tryntje (2009). The Thirty Years War: A Documentary History. Indianapolis: Hackett Publishing Company. s. 16.
Henry Frederick Schwarz, The Imperial Privy Council in the Seventeenth Century (Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1943, issued as volume LIII of Harvard Historical Studies), pp. 344–347 (it contains an English translation of part of Slavata's report of the incident is printed in).