Son Kale, yönetmenliğini Rod Lurie'nin yaptığı 2001 çıkışlı Amerikan filmi. David Scarpa'nın, bir öykü tarzı romanı Son Kale, Graham Yost'un katılımıyla film senaryosu haline getirilmiş ve beyaz perdeye sunulmuştur. Orijinal adı, The Last Castle. Amerikan ordusu üst düzey subayları arasında yaşanan psikolojik harp, temasını işleyen filmin tamamı, tek bir mekanda geçer. Başrollerini, Robert Redford, James Gandolfini, Mark Ruffalo paylaşır.
Film, Fort Leavenworth'taki Birleşik Devletler Disiplin Kışlası'na dayanan bir askeri hapishanenin gardiyanı ile mahkûmlar arasındaki bir mücadeleyi anlatıyor.[1]
ABD Ordusu'ndan yüksel rütbeli bir Korgeneral, askeri mahkeme tarafından itaatsizlikten mahkûm edilir ve mahkûmlara kötü muamelesi nedeniyle cezaevi komutanı olan Albay'a meydan okur. Eski general, mahkûmları seferber ettikten sonra hapishanenin kontrolünü ele geçirmeyi amaçlayan bir ayaklanmaya öncülük eder.
Film, 19 Ekim 2001'de Amerika Birleşik Devletleri'nde gösterime girdi. Eleştirmenlerden karışık eleştiriler aldı ve 72 milyon dolarlık bütçesine karşılık sadece 27 milyon dolar hasılat yapan bir gişe bombasıydı.
Filmin Konusu
ABD ordusunun, en ünlü taktik uzmanı general Eugene Irwin (Robert Redford), Körfez Savaşı ve Bosna'da gösterdiği başarılardan dolayı ülkesinde kahraman gözüyle bakılan, orduda saygı duyulan bir askerdir. Görev sırasında Burundi'deki bir göreve ABD askerlerini gönderme kararından (başkanlık emrini ihlal ederek) ve 8 askerin ölümüne sebebiyet vermekten on yıl hapse mahkûm edilir. Albay Winter'in emrindeki, Yüksek güvenlik sistemleri ile korunan Castle Askeri cezaevine kapatılır. Haksızlığa uğradığını düşünse de, cezaya razı gibi görünür. Aldığı bu ceza ile birlikte Askeri kariyeride sona eren general Irwin'in tek isteği, bir an önce bu süreyi doldurup eve dönmektir. Castle Askeri cezaevini Sert güvenlik önlemleriyle koruduğu bilinen albay Winter, general Irvini'nin, askeri kimliğine büyük bir hayranlık duymaktadır. Ancak Albay Winter, general Irwin'in çok değerli askeri eserler koleksiyonunu eleştirmesinden rahatsız olur. Hiç savaş görmemiş olan Winter, generalin eleştirilerine çok kızar. Hapishanede bulunan bazı mahkûmların general Irvin'e saygıyla yaklaşması müdür Winter'i rahatsız eder ve bu askerleri alışılmışın dışında, sadist bir şekilde cezalandırır. Irwin'in açıkça gördüğü saygıya gıpta eder. Buna bir anlam veremeyen Irwin, araştırmaları sonucu, hapishane yönetimi ile ilgili hoş olmayan sonuçlar bulur. Albay Winter'i görevinden aldırmak isteyen general Irwin, Askeri yasalara göre hapishane müdürünün görevinden alınması için, hapishanenin kendi kendini kontrol edemeyecek duruma gelmesinin yeterli olacağını iyi bilmektedir.
Mahkumlar, komutanı çileden çıkaran şifreli kelimeler ve jestler kullanarak Irwin'in etrafında askerler gibi davranmaya başlarlar. Winter, uyuşturucu kaçakçılığı çetesini işletmekten suçlu bulunan eski bir subay ve Apaçi helikopter pilotu olan Yates (Mark Ruffalo) adında bir anti-sosyal mahkûma ulaşır. Azaltılmış bir ceza karşılığında Yates'e Irwin'in planları hakkında bilgi vermesi için rüşvet verir. Komutana, Irwin'in hapishaneyi ele geçirmeyi planladığını ve ardından Amerikan bayrağı baş aşağı kaldıracağını bildirir.
Müdürün haksız tavırları karşısında çaresiz kalan mahkûm askerler, general Irwin'in başlattığı bir taktik sonucu komutası altına girerler. Kısa sürede bin iki yüz mahkûmu organize eden general Irwin ve Albay Winter'in arasında alışılagelmişin dışında, silahsız bir savaş başlar.
150 kişilik bir ekip, dokuz haftalık bir süre içinde mevcut binaları yenilemek ve yeni binalar inşa etmek için çalıştı. 61 metre (200 ft) uzunluğunda ve 6 metre (20 ft) yüksekliğinde bir duvar inşa edildi ve hapishanenin girişi olarak kullanıldı. Muhafızlar için bir metal yürüme yolu ve iki kule de inşa edildi. Filmde, hapishane müdürünün mahkûmları izleyebileceği geniş bir pencereye sahip bir ofis gerektiriyordu; bu, üretim ekibi tarafından yapıldı.Müdür Rod Lurie mahkûmların hücrelerinin birbirine bakması konusunda ısrar etti, ancak Tennessee Eyalet Hapishanesinde durum böyle değildi. Yapım tasarımcısı Kirk Petruccelli, sorunu çözmek için hapishane yakınındaki bir depoda hücreler yarattı.[2]
Eleştiriler
Amerikan sinemasının, birçok ödül sahibi oyuncu ve yönetmeni Robert Redford'un karşısında, televizyon dizisi The Sopranos da canlandırdığı 'Tony Soprano, karakteriyle Emmy ödülü alan James Gandolfini var. Eleştirmenler, James Gandolfini'yi albay Winter karakteriyle; Bu filmden yaklaşık bir ay sonra gösterime giren Casus oyunu(2001), filmi ile Akademi Ödülü alacak olan Robert Redford'dan, daha başarılı bulmuşlardır. Sinemaseverler tarafından da teması bi hayli ilginç bulununan film, yönetimi konusunda genelde; Eleştirilerden alıştığımız tabiri ile fazla amerikan bulunmuştu.