The Good Place, NBC'de yayınlanan ABD fantastik komedi televizyon dizisi.[1]
Konusu
Dizi, insanların öldükten sonra "İyi Yer"e veya "Kötü Yer"e gönderildiği bir ölüm-sonrası hayatı ele alıyor. Tüm insanlara, hayattaki davranışlarının ahlakî değerlendirmesine göre bir puan verilmekte ve yalnızca en yüksek puana sahip olanlar, Janet adlı yapay bir zeka tarafından yönetilen, her dileklerinin yerine getirilmesiyle sonsuz mutluluğun tadını çıkardıkları 'İyi Yer''e gönderilir. Yanlışlıkla buraya gönderilen ve burada kalmaya kararlı olan Eleanor Shellstrop (Kristen Bell), daha iyi bir insan olmaya çalışır.
Oyuncular
Dizideki felsefi konular
'The Good Place', ahlak felsefesi profesörü Chidi Anagonye'nin karakteri sayesinde birçok farklı ahlak felsefesi ve etik teorisine değinir. Dizide John Locke, Tim Scanlon, Peter Singer ve Derek Parfit'e atıfta bulunuluyor ve "Jonathan Dancy'nin ahlaki tikelcilik teorisinden Aristotelesçi erdem etiğine, kantçı deontolojiye ve ahlaki nihilizme kadar her şeyi kapsıyor."[2] UCLA felsefe profesörü Pamela Hieronymi ve Clemson felsefe profesörü Todd May dizinin danışmanlığını yapıyorlardı.[3][4] Her ikisi de son bölümde küçük rollerde yer aldı.[5]
The Good Place'in ana konusunda ilhamını Jean-Paul Sartre'ın Gizli Oturum (İngilizce: No Exit) oyunundaki "Cehennem başkalarıdır" deyiminden alır. Oyunda bir oda olarak temsil edilen Cehennem'de üç kişi sıkışıp kalırlar ve kendilerini oraya getiren günahları düşünürken birbirlerine psikolojik olarak işkence ederler.[2] "Cehennem diğer insanlardır" kavramı, "Cehennem diğer insanlardır çünkü siz, bir anlamda sonsuza kadar onların içinde hapsolmuşsunuz ve onların sizi algılamasına tabîsiniz" ifadesini yansıtmak için sıklıkla yanlış anlaşılan bir felsefi deyimdir.[6][7]
İkinci sezonun felsefesi en çok Aristoteles'inkiyle yakından ilişkilidir, dizinin yaratıcısı Michael Schur özellikle Aristoteles'in etik davranmaya yönelik "pratik yapmak mükemmelleştirir" tutumunu vurgulamaktadır. Chidi'nin anlaşılmaz 4.000 sayfalık etik incelemesi, "tüm etik teorilerin büyük bir birleşik teorisini önermeye" çalışan Parfitt'in 'On What Matters''ından esinlenmedir. Schur, uzunluğu nedeniyle kitabı ('On What Matters') okumayı bitiremedi.[8] Schur'a göre Tim Scanlon'nun What We Owe to Each Other "tüm gösterinin omurgasını oluşturuyor".[2] Kitap, sözleşmecilik (İngilizce: contractualism) fikrini öne sürer: Buradaki fikir, "ahlaki olarak hareket etmek, kimsenin makul bir şekilde reddedemeyeceği ilkelere uymaktır".[2] Dizi ve karakterler arasındaki ilişkiler, dört ana insan ile kendi toplumlarını oluşturan sözleşmecilik üzerine bir soruşturma görevi görür; Michael ve Janet karakterleri, daha yüksek güçlerin kurallarına ve ilkelerine aykırı olsa bile, kimsenin makul olarak reddedemeyeceği şekillerde hareket etmeleri gereken kendi toplumlarını oluşturuyorlar. Dizinin sözleşmeci teoriden büyük ölçüde etkilenen kapsayıcı tezi şudur: "ahlakın amacı ... İyi Yer ve buna karşılık gelen Kötü Yer'in organizatörlerinin ayrıntılı puan sisteminde olduğu gibi iyilik puanlarını biriktirmek değildir. Ahlakın amacı, birbirimize karşı görevlerimizi yerine getirmektir."[2]
Kaynakça
Dış bağlantılar