Tarihe Çandarlılar ailesi olarak geçmiş olan ailenin mensubu olup Çandarlı Kara Halil, Hayrettin Paşa'nın büyük oğludur.[1] Medrese eğitimi gördü ve ilmiye sınıfına intisap etti. 1386'dan önce kazaskerlik yaptığı bilinmektedir.
I. Murad dönemi
I. Murad Karamanoğlu Alaaddin Bey üzerine sefer hazırlığı içinde iken Vezir olan babası Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'nın beklenmedik şekilde 22 Ocak 1387'de ölümü üzerine vezirliğe getirildi. O zamana kadar tek bir vezir varken, Karaman seferinden sonra bu seferde çok gayreti görülen Kara Timurtaş Paşa'ya da vezir payesi verildi. Böylece Çandarlı Ali Paşa da "vezir-i azam" payesini aldı.[1]
1388'de Vezir-i Azam unvanlı Çandarlı Ali Paşa, komutasında 30 bin kişilik bir kuvvet ile Rumeli'de müttefiklik kuran vasal devlet hükümdarları olan Sırp Despotu Lazar ve Bosna Kralı Tvrtko, Hırvat prensleri ile Arnavutluk prensleri üzerine bir sefere başladı ve Tırnovo ve Şumnu'yu ele geçirdi. I. Murad Anadolu'da yeni bir ordu kurdu ve çok geçmeden Rumeli'den de takviyelerle Bulgaristan'a girdi. Bunun üzerine Bulgar Kralı Şişman Hristiyan müttefiklerinden ayrılıp teslim oldu. I. Murad ordusunun bir kısmı Tuna boylarında Niğbolu ve Silistre kalelerini ele geçirdi. Haziran sonuna birleşen Osmanlı ordusu Kratova'da toplanmaya başladı ve I. Murad başkanlığında yapılan harp meclisinde Hristiyan müttefikler ordusu üzerine gitme kararı verildi. Şehzade Beyazid, Şehzade Yakup ve diğer deneyimli komutanlara görev belirtilerek bir muharebe planı hazırlandı. 28 Haziran 1389'da Hristiyan Sırp, Bosna, Eflak, Macar ve Hırvat müttefikler ordusu ile Osmanlı ordusu Üsküp'ün kuzeyinde Kosova Ovası'nda bir meydan muharebesine giriştiler. I. Kosova Muharebesi'nde Hristiyan ordusu mağlubiyete uğratıldı. Fakat ya muharebe bittikten sonra veya muharebe sırasında I. Murad, Sırp Miloš Obilić tarafından hançerlenerek öldürüldü. I. Kosova Muharebesi'nde I. Murad öldükten sonra büyük oğlu I. Bayezid vezir-i azam Çandarlı Ali Paşa desteğiyle tahta geçirildi.[1]
I. Bayezid dönemi
I. Bayezid'in saltanat döneminin tümünde veziriazam olarak görev yaptı ve babası gibi teşkilatçı ve kuvvetli bir idareci olduğunu gösterdi. I. Bayezid'in 1391'deki İstanbul kuşatmasına ve 25 Eylül 1396'daki Niğbolu Muharebesi'nde sağ cenah komutanı büyük şehzade Süleyman Çelebi yanında iştirak etti. Bulgaristan'ın fethinde mahir bir kumandan olduğunu gösterdi. Çandarlı Ali Paşa 1402'de Ankara Muharebesi'ne de sol cenah komutanı şehzade Süleyman Çelebi yanında katıldı.[1] I. Bayezid'in Timur ile doğrudan savaşmadan önce, çete ve müdafaa harbi yapmak suretiyle, hareket üssünden çok uzakta olan Timur kuvvetinin yıpratılmasını tavsiye etti ise de I. Bayezid bu görüşünü kabul etmemişti.
Ankara Muharebesi'nde hem Osmanlı sağ cenahının ve hem de sol cenahının geri çekilme zorunda kalmaları ile Osmanlı ordusu mağlubiyete uğradı ve orta cenah komutanı Bayezid çembere alınıp Timur'a esir düştü.[1]
Süleyman Çelebi'ye vezirlik
Bu yenilgiden sonra I. Bayezid'in veziriazam olan Çandarlı Ali Paşa yanında Süleyman Çelebi ile birlikte önce Bursa'ya gidip sonra Rumeli'ye geçmek amacı ile kaçmaya başladılar ve Timur birliklerinin yakın kovalaması altında kaldılar. Çandarlı Ali Paşa ile Süleyman Çelebi önce Bursa'ya ve orada tutunamayıp Gemlik yoluyla Edirne'ye vardılar. 1402'de Edirne'de Süleyman Çelebi Osmanlı Devleti tahtına geçtiğini ilan edip ve Rumeli'de adına hutbeler okuttu. Başveziri Çandarlı Ali Paşa aracılığı ile Süleyman Çelebi sivil ve asker kadroların desteğini kazandı. 1403 başında Süleyman Çelebi ile Bizans İmparatoru taht naibi VII. İoannis, Venedik, Cenova, Rodos San Jean Şövalyeleri, Sırp Despotu Stefan Lazeraviç ve Latin Naksos Dükü arasında bir barış anlaşması imzalandı. Süleyman Çelebi resmen meşru Osmanlı Devleti hükümdarı olarak kabul edildi.
Süleyman Çelebi kardeşi İsa Çelebi'ye askeri destek vererek onu Bursa'ya gönderdi ise 1406'da İsa Çelebi, Bursa'da hüküm sürmeye başlayan Çelebi Mehmed tarafından öldürtülüp bertaraf edildi. Süleyman Çelebi tekrar Anadolu'yu ele geçirip Osmanlı devletini birleştirmeye karar verip harekete geçti. Rumeli'deki Osmanlı kuvvetlerini toplayıp Bizans yardımı ile Anadolu yakasına geçti. Çelebi Mehmed'in Bursa'da bulunmamasından istifade eden Süleyman Çelebi hemen hücuma geçerek Bursa'yı eline geçirdi. Çelebi Mehmed Amasya'ya çekildi. Takiben Süleyman Çelebi Anadolu'ya yürüdü; Veziriazam Çandarlı Ali Paşa'nın entrikası ile Ankara'yı aldı. Çelebi Mehmed'in geride bıraktığı arazileri talan edip Bursa'ya döndü. Bir dönem hem Rumeli ve hem Anadolu'nun hükümdarı olan Süleyman Çelebi barışçı bir tutumla buradan devleti idareye devam etti. Çelebi Mehmed Süleyman Çelebi'nin barışçıl tutumundan fırsat bularak tekrar Bursa üzerine yürüdü. Süleyman Çelebi ve Çelebi Mehmed orduları Yenişehir ovasında karşı karşıya geldiler. Fakat Süleyman Çelebi'nin veziriazamı olan Çandarlı Ali Paşa Çelebi Mehmed ordusunun danışmanları ile önceden gizli konuşmalara başladı ve onları Çelebi Mehmed'ten ayrılmaya inandırdı. Böylece savaşa girmeden ordusunun dağılması üzerine Çelebi Mehmed ordusuz tekrar Amasya'ya kaçmaya mecbur oldu.
Böylece Fetret Dönemi sırasında Çandarlı Ali Paşa, Süleyman Çelebi'nin vezir-i azamı olarak ve bütün idareyi kendisine bırakmış olan şehzadenin adına bir hükümdar gibi faaliyette bulundu. Eyalet-i Rum yani Sivas, Amasya, Tokat tarafları hariç olarak Süleyman Çelebi egemenliğini Anadolu ve Rumeli'de korumayı başardı.[1]
Çandarlı Ali Paşa 18 Aralık 1406'da Ankara'da öldü. Onun ölümüyle Süleyman Çelebi'nin taht adayı kardeşler içindeki üstün konumu bozuldu.
Çandarlı Ali Paşa'nın cenazesi İznik'te babası Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'nın türbesine defenedildi.[1]
Değerlendirme
Osmanlıların aşiret teşkilatını devam ettirmesini isteyen, hazine ve askeri teşkilatına aleyhtar olan tarihler istisna edilecek olursa, diğer yabancı ve Türk tarihçiler Çandarlı Ali Paşa'nın üstün yeteneklerinden bahsetmektedirler. Bir modern Osmanlılar biyografi eserinde şöyle değerlendirilmektedir:[1]
Alim; değerli ve tedbirli bir vezir; teşkilatçı bir komutan.; kudretli bir devlet adamı; iyi bir diplomat (idi). Fakat dünya zevklerine düşkün biri (idi).
Tarihler değerini ve hizmetini takdir etmekle beraber Sultan Beyazıt'ı içkiye alıştırmasından dolayı kendisini kusurlu görürler. Çok cömert olduğunu tarihler yazarlar. Bu dönemde ailenin servetinin hükümdar ailesinin servetine eşdeğer hale geldiğini de burada belirtmek gerekir.
I. Bayezid zamanında, Çandarlı Ali Paşa'nın tavsiyesiyle, kadılara baktıkları davalardan muayyen bir ücret tahsis edilerek rüşvet almaları önlenmiştir.
Eserleri
İznik Yeşil Cami ve imareti, Gelibolu'da ve Serez'de camileri vardır. Çandarlı Ali Paşa'nın evladı olmadığından Bursa'da yaptırmış olduğu cami ile zaviyesinin mütevelliliği ve nazırlığını Bursa kadılarına bırakmıştır.
Osmanlı saraylarında ve vezir dairelerinde iç oğlanı adıyla hademe bulunmasını Ali Paşa ihdas etmiştir.
Kaynakça
^abcdefghYılmaz, Mehmet (1999), Yaşamlarıyla ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi C.1 s.224 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-0800710
Dış bağlantılar
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1974; 1988:3.Basım), Çandarlı Vezir Ailesi,, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları, ISBN 2880000005544 s.31-45
Yılmaz, Mehmet (1999), Yaşamlarıyla ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi C.1 s.224 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-0800710