Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. Maddeyi, Vikipedi standartlarına uygun biçimde düzenleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. Gerekli düzenleme yapılmadan bu şablon kaldırılmamalıdır.(Ağustos 2010)
Edward G. Robinson (asıl adı Emmanuel Goldenberg) (12 Aralık 1893 - 26 Ocak 1973), güçlü, sert adam tiplemeleriyle, özellikle de gangster rolleriyle ünlü Romanya doğumlu Amerikalı sinema oyuncusudur ve gelmiş geçmiş en etkili oyunculardan biri olmayı başarmıştır.[1]
Çocukluğu
6 çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Küçük bir evde 5 kardeş ve bir büyük anne ile oturmaktaydılar. Yahudi bir aile oldukları için Amerika'ya gidip para kazanmak istiyorlardı. İlk önce en büyük abisi Amerika'ya gitti. Daha sonra babaları gitti ve aile de kısa zamanda Amerika'ya geçiş yaptı. Edward G.Robinson Amerika'ya geldiğimde doğdum demiştir.Özel bir okula yerleştirildi ve derslerinde, spor içerikli faaliyetlerde çok iyiydi. Kısa zamanda konuşma adına da derslerinde kendisini çok ilerletti. 1910 senesinde 17 yaşındayken Amerikan Drama Akademisine girmeyi başardı. Sonradan soyadını değiştirip Robinson yapmaya karar verdi ama bu değişikliği yaparken, neden Robinson yaptığını, kendisi de verdiği demeçte bilmediğini söylemektedir. Ve şöyle devam eder : Eğer bir isim değiştirme hakkım olsaydı, Edward G. Robinson'u seçmezdim. Baksanıza, 'fotoğraflarımı imzalarken ne de zor oluyor' 19 yaşında mezun oldu. I. Dünya Savaşı'nda orduya katılmak istedi. Daha sonra oyunculuk alanında ilerledi. 24 Yaşında Washington DC'de oynamaya devam ediyordu ve bu 20'li yaşlar onun altın çağı olacaktı.İlk küçük rol teklifini New Jersey'deki bir filmden aldı. Kısa olmasına rağmen kabul etti, bu bir sessiz filmdi ve Robinson'a göre kabul etme sebebi Film başlar ve biter, önemli olan kısa olsa bir yerlerden başlayıp yükselmenizdir demiştir.
On yaşındayken ailesiyle Romanya'dan ABD'ye göç ederek New York'a yerleşti.New York Üniversitesi'ne bağlı City College'da okurken oyuncu olmaya karar verdi. İlk kez 1915'te sahneye çıktığı Broadway'de 15 yıl boyunca çeşitli roller üstlendi.1923'te, The Bright Shawl (Parlak Şal) adlı sessiz filmde küçük bir rol alarak sinemaya geçti.Ama ancak sesli sinemaya geçildikten sonra dikkatleri çekebildi.
Kariyeri
1927 senesinde profesyonel kariyerine başlayıp, The Racket adlı filmde oynar ve bu ilk filmi de gangster filmidir. Robinson, bu filmdeki rolünü sevmez ama oynar ve oynadıktan sonra Çünkü işimi yaptım diyerek çalışkanlığını gösterir. Her ne kadar o, bu filmdeki rolünü beğenmese de, Film Yapımcıları onun peşine düşmüşlerdir. Edward G. Robinson, giderek Hollywood Stüdyolarından davetiyeler, teklifler almaya başlar.
Kaliforniya'ya gider ve buradaki rahat huzurlu yaşamı görerek, Tam Yaşanacak yer dese de, bu demecini gezi amaçlı kullanmış olduğu ortaya çıkar ve yeniden New York'a döner. Döndüğünde 1929 senesinde Yapımcı Walter Wagner Paramount Stüdyodan kendisine onlarla çalışması için teklifte bulunur. Robinson, bu şansını iyi değerlendirmez çünkü teklif ona kabul edilebilir, etkileyici gelmemiştir. Sessiz sinema dönemi oyuncularından Claudette Colbert ile birlikte 50,000USD' yi Paramount kendisine ödeyecektir. Bu sırada Hollywood'dan yine cazip teklifler alır ve oraya dönerek bir film çeker. Hal Wallis Warner Brothers'dan kendisine kendiyle çalışmaları için teklifte bulunur ve Robinson bu teklifi kabul edip anlaşma imzalanır. Eşi Gladsy ile birlikte New York'taki apartmanlarından Kaliforniya'ya taşınırlar.
İlk Warner Brothers yapımı filmini Widow from Chicago oynar. Gangster ve suç ağırlıklı bir filmdir. Ve bu filmin adı şüphesiz ki onu meşhur edecek ve altın çağını yaşatacak olan Little Caeasr'dan başkası değildir. Robinson'un oynadığı mafya babası rolü, daha önce hiç bu kadar TV'de güçlü gözükmemiş bir karakteri yaratmıştı ve canlandırıyordu. Bu da, onun giderek nasıl bir Sinema Yıldızına dönüşeceğine şahitlik ediyordu. Bu filmdeki unutulmayan sözleri ise 'Sert çocuk he ? Ne kadar sertmiş görelim, onların işi bitti' gibi hırslı sözleriyle bu filme damga vurmuş ve sevilmesini sağlamıştı.
Little Caesar (1930; Küçük Sezar) filmindeki Rico Bandello tiplemesiyle bir anda üne kavuştu. Buradaki muhteşem performansıyla dikkatleri üzerine çekti ve belki de kariyerinin en etkili filmlerinden birini oynamış oluyordu. Bu filmdeki oyunuyla 1930'ların polisiye ve gangster filmlerindeki gangster tiplerine model oluşturdu. Sonraki yıllarda kendisine hep aynı tür roller verildiyse de, zamanla başarılı ve çok yönlü bir oyuncu oldu. Little Caesar'ın ardından 40'lara kadar bu tarz filmlerde başarıyla boy göstermeye devam etti. Görünümü, hafif kilolu ve kısa boyluydu. Saçları daima arkaya doğru yapıştırılmış ve gözleri hafif çekik, sert ses tonlu ve sesinde ilginç ağırlık dikkat çekiciydi. 1932 senesinde kendi gibi ufak bir Adam olan James Cagney ile 1932 senesinde Tiger Shark filminde oynadı.
1933 yılında karısı Gladsy hamile kalır ve Edward G. Robinson jr. dünyaya gelir. Robinson, yeniden Hollywood'a dönüp, filmler çekmeye devam eder. Bu arada, Beverly Hills'dan bir ev almıştır. Eşi Gladys ise ağrılarından dayanamaz ve New York'taki rezidansına döner. Babası ise daha fazla yaşayamaz ve Annesi, oğlunun meşhur olması ve lüks bir hayattan dolayı memnuniyetini dile getirirken 'Evet oğlum çok meşhur ama bir oğlum da dişçi' diyerek espri yapmıştır. Warner Bros. kendisini giderek gangster rollerine koymaktan kaçınıyordu çünkü Robinson gangster rollerinden biraz sıkılmıştı. 1935 Senesinde mutlu olacağı, komedi ve her çeşit tarz da filmler teklif edildi ve oynadı. Bu filmde Jean Arthur ile birlikte oynamış ve onun için 'Standartların çok üzerinde bir oyuncu, nazik ve iyi, onunla çalışmak gerçekten güzel' demiştir. Bu filmden sonra, Warner Bros'dan bir ikinci film daha geldi ve bu film, Humphrey Boghart ile ikinci çalışması olacak ve bu film de çok tutulmasını sağlayacaktı. Bu sırada, Robinson'a radyo şovu teklifi gelmiş, Big Town adlı haftalık bir programa Steve Wilson yönetiminde katkıda bulunuyor, program yapıyordu. Bu sırada 1930'larda, savaş gerçek yüzünü göstermeye başlamış ve bu Hollywood'da yükselen ve giderek artan bir konu haline gelmişti. Robinson'dan savaş ve Nazizm karşıtlığı gibi konuları içeren filmlerin ilgi odağı olması isteniyordu. 1940 senesinde ise kendisiyle gurur duyulacak bir performans sergiledi ve Alman bilim insanı ve kâşif Dr. Paul Elrich's Magic Bullet'ini yine Warner tarafından oynadı. 1942 senesine gelindiğinde ise Warner Bros ile kontratı sona ermişti ve yenilemek istemedi, çünkü kendi bağımsız bir şekilde devam etmeyi düşünüyordu ve bu sistem de o zamanlar işlemekteydi.
1941 Senesinde Japonların Pearl Harbor'a saldırması ve Amerika'nın II. Dünya Savaşı'na girmesiyle, Robinson BBC Radyosunda maneviyatı yüksek, moral verici kısa konuşamalarda bulundu. 1940'lardaki bazı filmlerinde Robinson'un, savaş etkisiyle rollerini oynarken duygusunu fazla kattığını kimi filmlerinden görünebilir, bu da onun böyle bir olaydan nasıl etkilendiğini gösteriyordu. 1948 yılında, 2 filmlik çok iyi bir teklif aldı. Bunlardan biri All My Sons filmi ki; bu filmde genç Burt Lancester ile oynayacak ve bu filmden sonra Lancester kendini esas olarak kanıtlamaya başlayacaktı, diğeri ise John Huston'ın yönettiği Key Largo filmindeki Johnny Rocco rolü olacaktı. Johnny Rooco rolüyle de gangster olarak yükselmesini halk gözünde sağlamıştır.
1937 yılında ünlü oyuncular Bette Davis ve Humphrey Boghart ile Kid Galahad filminde oynadı. Bu seneden sonra 1950 senesine kadar Humphrey Boghart ile tam 5 kez çalıştı ve bu filmlerin çoğu da, yine her ikisinin tarzı olan gangster filmleriydi. İkilinin en önemli filmleri arasında, ünlü Yönetmen John Huston'ın 1948 yapımı Key Largo filmi olduğu söylenebilir. Burada, Humphrey Boghart'ın karısı olan Lauren Bacall'da onlara eşlik ediyor, eski oyunculardan Lionel Barrymore da başarılı bir performans sergiliyordu. 40'lı ve 50'li seneler onun için altın çağı gibi geçiyordu. Polisiye, Macera, Casus filmlerinde ve özellikle gangster filmlerindeki başarılı kötü adam rolleriyle görülüyordu.
Little Caesar
Bu film, yalnızca Robinson'ın kariyeri için değil, normal olarak da gerçekten önemli bir filmdir. Dönemin çok iyi Yönetmenlerinden Melvin Leroy'un yönettiği 1930 yapımı filmin bu kadar üne kavuşmasının ve ve sevilmesinin birkaç sebebi var. Bu da, filmin senaryosunun iyi oluşu, iyi hazırlanışı, iyi akışı, çekimlerin iyi oluşu ve tabii ki Edward G. Robinson'un kusursuz oyunculuğundan kaynaklanmadır. Burada Rico adlı bir mafya babasını canlandırmakta, bir iş arayıp mafyanın içerisine giren ve kısa sürede çok yükselip baş adam olan bir mafyanın hayatı anlatılmaktadır. O kadar rahat, etkili, karizmatik, ufak boyuna rağmen müthiş ahkam kesen birini kusursuzlukla oynamıştır. Bu filmde, dikkat edeceğimiz bir başka şey daha var. Robinson'un filmin ortalarında bir yaralanma sahnesi vardır ve bu sahne tıpa tıp Baba filminde Marlon Brando'nun market'in önünde vurulmasıyla bire bir benzemektedir. Hırslı, hiçbir zaman pes etmeyen ve kaybetmek nedir hiç bilemeyen bir adamı canlandırmıştır. Polisle olan çekişmesi, filmin sonunda kaybetmesiyle sonlansa da, Rico kaybetmez demekle yetinir ve ölür. Gerçekten 1930 senesinde yapılmış ve günümüzde de zevkle izlenen, tercih edilen çok sağlam bir filmdir ve Robinson'un altın kariyerine damga vuran ilk önemli filmdir.
1956 senesinde, sinemanın büyük isimlerinden, ünlü Yönetmen Cecille De Mille'in Ten Commandates (On Emir) filminde, önemli bir rolü başarı ile sergiledi ve gangster tiplemesi dışında da, bir dram filminde de nasıl muhteşem oynanılabileceğini sergilemiş oluyordu. 1965 senesine gelindiğinde ise Ünlü Yönetmen Norman Jewison'ın çok önemli bir filminde, The Cincinnati Kid filminde, çok ünlü ve kendi dalında bir numara olan bir kumarbazı başarıyla canlandırdı. 1959 senesinde, Frank Sinatra ile birlikte, ünlü Yönetmen Frank Capra'nın filminde oynadı.1963'te Sammy Going Souhth filmi ile macera türü örneğini gösterdi. Bunun yanı sıra, kariyeri her ne kadar gangster ve ve casus filmleriyle doluysada, Robinson, Western, Komedi, Romantik, Dram örneklerini de başarıyla sergilemişti. Buna bir tane örnek vermek gerekirse, 1962 yapımı, çok ses getirmemiş bir film olan Giesha filmidir. Burad Shirley McLaine ile bir komedi filminde oynar.
Robinson, o kadar yetenekli ve kabiliyetli bir oyuncuydu ki, oynadığı her role çok hakimdi. Bunu hemen hemen her filminde görebilmekteyiz. 1960 senesinde, Seven Thieves adlı filmde, Rod Steigerv ve Eli Wallach ile çok iyi bir performans sergiledi. Yine altın çağına, 1940'lara döndüğümüzde, çok iyi bir film olan Blue Orchid adlı yapımı görmekteyiz. Yönetmen Lyodd Bacon, yardımcı oyuncu ise Humphrey Boghart'dır. Çok güzel ve görülmesi gerken bir film olmasına karşın, çok fazla meşhur olmamıştır. The Outrage filminde Paul Newman ile birlikte Martin Ritt'in westerninde oynamışlardır. Daha sonra 1969'da, bir yıldızlar kadrosu olan Gregory Peck, Omar Sheriff, Eli Walach, Lee J.Cob gibi büyük isimlerle oynamıştır. Son filmi ise 1973 senesinde, Charlton Heston ile Soylent Green de her şeyi sergilemiştir.
Son Yılları
1962 senesinde Afrika'da A Boy Ten Feet Tall filmini çekerken bir kalp krizi geçirir. O dönemlerde ise Afrika'da hastane ya da medikal yardım bulmak zordur. Eşi tarafından Nairobi'de bir yere yerleştirilir ve iyileşip dönünce yeniden filme devam eder. Kalp krizinden sonra çok büyük bir trafik kazası geçirir ve ağır yaralar alır. Her ne kadar yaralansa da en kısa sürede toparlanıp yeniden film çalışmalarına döner. 1970 senesine gelindiğinde ise rutin kontrollerine devam ederken kanser teşhisi koyulur ve kematrapi çalışmalarına başlar. Yakın yazar arkadaşı Leonard Spielgalss tarafından bir otobiyografi kitabı yazılır. Son filmi olan Soylent Green'i oynarken, artık bu filmin onun son filmi olduğuna karar verir. 1972 senesinde Akademi Motion Pictures, Edward G. Robinson'un tüm sinemaya olan katkılarından dolayı bir yaşam boyu Oscar'ı vermeye karar verir. Bu haberi alan Robinson, hasta yatağında, tekerlekli sandalye ile bile törene katılabileceğini söylese de eşi tarafından kabul edilmez.
Ödül, eşi tarafından alınır ve alınırken Robinson'un ödül ile hazırlamış olduğu bir konuşmasını okur: Bir erkeğin hayatındaki en güzel an budur. Duyguların bu kadar güzel ve derin hissedildiği. Ama ben artık derin hissedemiyorum. Yaratıcı, yetenekli, tüm çevremdeki dostlarıma ve hayatımda bulunan herkese... Bundan daha çok ne kadar zengin olabilirsiniz ki... konuşmasını dile getirmiştir. Raymond Serra'nın yazdığı ve başrolünü oynadığı Manny (1979) adlı oyun Robinson'ın yaşamını konu alır. Edwar G.Robinson'un, 1965 yılından son filmi 1973 senesine kadar bakıldığında, eski zamanlarda olduğu gibi çok ses getirmiş filmleri görmek pek mümkün değildir. Yine de 60 ve 70 seneleri arasında iyi filmlerde oynamaya çalıştıysa da onun altın çağı 40'lı ve 50'li yıllar olmuştur. Son filmleri, ilk filmlerine oranla daha sönük filmler olmuştur.
^"Edward G. Robinson | Biography, Movies, & Facts". Edward G. Robinson, original name Emanuel Goldenberg, (born December 12, 1893, Bucharest, Romania—died January 26, 1973, Hollywood, California, U.S.), American stage and film actor who skillfully played a wide range of character types but was best known for his portrayals of gangsters and criminals. (İngilizce). Encyclopedia Britannica. 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2021.