Elitizm (veya seçkincilik), bir elitin veya bir azınlığın yönetmesi gerektiği fikri veya yönetim işinin bir elit veya azınlık tarafından yapılması anlamına gelir. Siyaset teorisinde üç tür elitizmden söz edilebilir: Normatif elitizme göre, elit yönetimi arzuya şayandır; zira, yönetim en akıllıların veya en iyilerin elinde olmalıdır.
Bu görüşün en tipik temsilcisi filozof kralların iktidarda olmasını isteyen Platon'dur (MÖ 427-347).[1]Klasik elitizm, bir reçete sunmaktan ziyade bir olguyu tespit iddiasıyla elit yönetiminin toplumsal hayatın kaçınılmaz ve değiştirilemez bir gerçeği olduğunu ileri sürer.
Elitizm terimi bazen, yüksek yeteneklere veya sadece yüksek bir askeri/politik konuma sahip olduğunu iddia eden bir grup insanın, başkalarının pahasına kendilerine ekstra ayrıcalıklar tanıdığı durumları belirtmek için de kullanılır. Bu elitizm biçimi bir ayrımcılık türü olarak tanımlanabilir.Platon'un öğrencisi olan Aristoteles de belirli bireylerin doğal olarak yöneticilik yeteneğine sahip olduğunu ve bu kişilerin toplumda liderlik yapması gerektiğini savunmuştur.[2]
Platon'un öğrencisi Aristoteles de benzer görüşler öne sürmüştür. Ona göre toplum köleler ve seçkinlerden oluşur. Köleleri konuşan aletler olarak nitelendiren filozof, kişinin ancak bilgi ile seçkin olacağını iddia eder.
Alman filozof Nietzsche, üstün insan (Übermensch) kavramıyla, belirli bireylerin ahlaki ve entelektüel olarak diğerlerinden üstün olduğunu savunmuş ve bu kişilerin toplumu yönlendirmesi gerektiğini belirtmiştir.[3][4][5]Modern elitizm, klasik elitizm gibi empirik temelli olmakla birlikte, elit oluşumunu/yönetimini toplumun kaçınılmaz yapısından ziyade belirli ekonomik ve siyasal yapılara bağlamaktadır. Modern elitizm'in en önemli temsilcileri İtalyan sosyolog ve ekonomist Vilfredo Pareto, İtalyan siyaset bilimci Gaetano Mosca, Amerikan sosyolog C.Wright Mills 'tir
İtalyan sosyolog ve ekonomist Pareto, toplumların yönetici elitler ve yönetilen kitleler olarak ikiye ayrıldığını savunmuş ve bu elitlerin zamanla değişse de her zaman var olacağını öne sürmüştür. Pareto'nun "80/20 Kuralı" olarak bilinen teorisi, toplumdaki güç ve servetin büyük bir kısmının azınlık bir grup tarafından kontrol edildiğini belirtir.[6]
İtalyan siyaset bilimci Mosca, "egemen sınıf" kavramını geliştirerek, her toplumda yönetici bir azınlık olduğunu ve bu azınlığın toplumun geri kalanı üzerinde kontrol sahibi olduğunu savunmuştur.[7][8]
Amerikan sosyolog Mills, "Güç Eliti" adlı eserinde, Amerika'da küçük bir grup askeri, ekonomik ve politik liderin toplumun büyük bir kısmı üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu savunmuştur.[9][10]
"Plüralist", "rekabetçi" veya "demokratik" sıfatlarıyla da anılan modern elitizm modern elitlerin insicamlı ve birleşik bir bütün olmaktan ziyade çeşitli hatlar boyunca parçalanmış olduğunu ve parçalar arasındaki rekabetin elitlere dahil olmayan kişi ve grupların da demokratik politikada etkili olmalarına fırsat sağlayabileceğini savunur.[11][12]