Büyük Ermenistan (Ermenice: Մեծ Հայք, romanize: Mets Hayk') veya Birleşik Ermenistan (Ermenice: Միացեալ Հայաստան, romanize: Miats'eal Hayastan), Ermenilerin anavatanı olarak kabul edilen, tarihsel olarak Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve bir kısmında hâlâ Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı Ermeni Yaylası'ndaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavramdır.[4] Ermenilerin tarihi topraklarının birleştirilmesi olarak görülen ve 20. yüzyıl boyunca Ermeni düşünürlerce yaygın olan fikir başta Ermeni Devrimci Federasyonu, ASALA ve Miras olmak üzere çeşitli milliyetçi örgüt ve partilerce savunuldu.
Bağımsız ve birleşik bir Ermenistan fikri, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında Ermeni Ulusal Hareketi'nin ana hedefiydi.[14] 1890'lara gelindiğinde, üç büyük Ermeni partisi olan Taşnaksütyun, Hınçak ve Armenakan ile Osmanlı İmparatorluğu arasında düşük gerilimde silahlı çatışmalar gerçekleşti.[15] Dış ülkelerin Ermeni vilayetlerinde reform yapılması için yaptığı çağrılar ve Ermenilerin bağımsızlık istekleri, 1894 ve 1896 yılları arasında Sultan II. Abdülhamid'in emriyle 300.000'e yakın Ermeni sivilin katledildiği ve II. Abdülhamid'in kendisinin adıyla anılan Hamidiye Katliamları ile sonuçlandı.[16][17] 1908'deki Jön Türk Devrimi'nin ardından bazı Ermeniler durumun düzeleceğini düşünseler de devrimden bir yıl sonra İttihat ve Terakki, Adana Katliamı'nı gerçekleştirdi ve Ermeni-Türk ilişkileri daha da kötüleşti.[18] 1912-1913 Balkan Savaşları'ndan sonra ise Osmanlı hükûmetine 1914 yılının başlarında Ermeni vilayetleriyle ilgili Yeniköy Antlaşmasını kabul etmesi için baskı yapıldı.[19]
Osmanlı İmparatorluğu'nun şark topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu, 1915 ve sonrasında Osmanlı hükûmeti tarafından sistematik şekilde imha edildi. Soykırımın sonucunda 1,5 milyon Ermeni öldürülürken soykırımdan kurtulanlar ise başka ülkelere sığındılar.[20][21]Ermeni Kırımı olarak adlandırılan bu sistematik imha, Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi olan Türkiye tarafından reddedilmekte ve isyan ve sivil baş kaldırıların sonucu olarak dile getirilmektedir.[22] Etnik temizliğin sonucunda Batı Ermenistan'daki iki binyıldan daha uzun süredir süregelen Ermeni varlığı, neredeyse tamamen yok edilmiştir.[23][24]
Amerikalı siyaset bilimciler Lothrop Stoddard ve Glenn Frank'in 1918 tarihli Stakes of the War kitabında Ermeni Sorunu'na çözüm olarak sunulan 8 çözüm önerisinden Birleşik Ermenistan başlıklı ikinci öneri, şu tümcelerle açıklanmıştır.[29]
“
Türk, Rus ve İran Ermenistanı topraklarının birleşmesi, bağımsız bir devlet kurmak için yeterli alanla sonuçlanacak olsa da bu bölgenin önemli bir bölümünde Ermeniler, nüfusun çoğunluğunu oluşturmayacaktır. Elbette ülkedeki en zeki ve ilerici unsur Ermeniler olacak olsa da sayıları ve canlılıkları, süregelen zulümler ve katliamlar nedeniyle büyük ölçüde azaldı ve bu topraklarda o kadar büyük bir tahribat oldu ki Ermenilerin potansiyel güçleri, bölgedeki diğer milletlere göre üstünlük kazanmalarına ciddi bir engel oluşturacak şekilde azaldı.
Ermenistan'ın bütünlüğünü yeniden sağlamak ve halkının tam özgürlük ve refâhını sağlamak için, Ermenistan Hükümeti, tüm Ermeni halkının sağlam irade ve arzusuna bağlı kalarak, bu günden itibaren Ermenistan'ın ayrılmış bölümlerinin sonsuza dek bağımsız bir siyasi varlık olarak birleştirildiğini ilân eder.
Şimdi, Ermenistan Hükümeti, Transkafkasya ve Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan atalarımıza ait Ermeni topraklarının bu birliğini ve bağımsızlığını ilan ederken aynı zamanda Büyük Ermenistan'ın siyasi sisteminin demokratik bir cumhuriyet olduğunu ve Birleşik Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti haline geldiğini ilan eder.
Böylece Ermeni halkı bundan böyle anavatanlarının yöneticileridir, Ermenistan Parlamentosu ve Hükümeti de Büyük Ermenistan'ın özgür halkını birleştiren en yüksek yasama ve yürütme organı olarak bulunmaktadır.
Sevr Antlaşması'na göre antlaşmadan önce Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde bulunan 100 bin kilometre karelik toprak, Ermenistan'a verildi. Konseyin araştırmasına göre nüfusu 3.57 milyon olan bölgenin demografik yapısı %49 Müslümanlar (Türkler, Kürtler, Azeriler ve diğer Müslüman etnik gruplar), %40 Ermeniler, %5 Lazlar, %4 Rumlar ve %1 diğer etnik gruplardan oluşuyordu. Ermeni Kırımı'nın ardından farklı bölgelere sığınan mülteci nüfusunun bölgeye dönüşünün ardından ise Ermeni nüfusunun %50'ye kadar çıkması bekleniyordu.[36] Komisyonun raporu Dışişleri Bakanlığına sunmasından iki ay sonra, Başkan Woodrow Wilson raporu 12 Kasım 1920'de aldı. On gün sonra ise Wilson, "Türkiye ile Ermenistan Arasındaki Sınır, Ermenistan'ın Denize Erişimi ve Ermeni Sınırındaki Türk Topraklarının Askersizleştirilmesine İlişkin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın Kararı" başlıklı raporu imzaladı. Rapor, 24 Kasım 1920'de ABD'nin Paris Büyükelçisi Hugh Campbell Wallace'a gönderildi. 6 Aralık 1920'de Wallace, belgeleri İtilaf Devletleri'ne sunulmak üzere barış konferansının genel sekreterine teslim etti.[36]
Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, Sovyetler Birliği Türkiye üzerinde toprak iddiasında bulundu. Joseph Stalin, Türkiye'yi Kars ile Ardahan'dan vazgeçmeye zorladı ve böylece Rus ve Osmanlı imparatorlukları arasındaki I. Dünya Savaşı öncesi sınırına geri döndü. Bu illerin yanı sıra Sovyetler Birliği de Boğazlar üzerinde hak iddia etti. Cemil Hasanlı, "Stalin, belki de Kızıl Ordu'nun zaferi karşısında şok olan Türklerin pes etmesini ve Washington ile Londra'nın bunu bir oldubitti olarak kabul etmesini bekliyordu" diye ifade ediyor.[41] Athena Leoussi de, "Stalin'in saikleri tartışılabilir olsa da, yurtiçinde ve yurtdışındaki Ermeniler için Ermeni Sorununun yeniden ortaya çıkması, toprak birliği için umutları canlandırdı" diye ekliyor.[42] 7 Haziran 1945'te Sovyet Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov, Moskova'daki Türk büyükelçisine SSCB'nin Türkiye ile olan sınırının gözden geçirilmesini talep ettiğini bildirdi.[33]
Sovyet hükûmeti, iddia edilen bölgeleri Ermenilerle yeniden doldurmak için yurtdışında yaşayan ve çoğunlukla Ermeni Soykırımı'ndan kurtulan Ermenilerin ülkelerine geri getirilmesine öncelik etti.[43][42] 1946 ve 1948 arasında, Lübnan, Suriye, Yunanistan, İran, Romanya, Fransa ve başka yerlerden 90.000 ila 100.000 Ermeni, Sovyet Ermenistanına taşındı.[44]
31 Temmuz 1944 tarihli CIA'in öncülü olan OSS belgesi, savaşın sonunda Sovyetlerin nüfuzunun yükselmesi nedeniyle Ermeni Devrimci Federasyonu'nun aşırı Sovyet karşıtı tavrını değiştirdiğini bildirdi.[45]Moskova Konferansı'na gönderilen bir mektupta Ermeni Kilisesinin ruhani lideri VI. Kevork, "Türkiye Ermenistanı'nın kurtarılarak Sovyet Ermenistanı'na ilhâkıyla Ermenilere sonunda adalet sağlanacağını" umduğunu ifade etti. Ermenistan SSC lideri Grigoriy Arutinov, Kars ve Ardahan üstündeki "bir bütün olarak Ermeni halkı için hayati önem taşıyan" iddiaları savundu. Sovyet Ermeni elitleri, Ermenilerin Sovyetlerin faşizme karşı mücadelesine katkılarıyla Kars ve Ardahan'ı topraklarına katmaya hak kazandıklarını ifade ettiler.[46] Buna karşın diaspora örgütleri de bu iddiaları savundu.[33]
Daha sonrasında Batı devletleri ve Sovyetler Birliği'nin ilişkilerinin bozulup ABD ve Birleşik Krallık'ın Türkiye'yi desteklemesiyle beraber 1947'de Sovyet iddiaları pasif hâle düşmeye başlasa da Sovyetler Birliği, Türkiye üzerindeki hak iddialarını ancak 1953'te Josef Stalin'in ölümüyle resmen düşürdü.[41][47][48]
Soğuk Savaş
1960'ların ortalarında Sovyetler Birliği'nde Nikita Kruşçev'in iktidara gelmesiyle ve destalinizasyon sürecinin başlamasıyla beraber Sovyet halkına göreceli özgürlük tanımasından sonra bir Ermeni milliyetçiliği dalgası başladı. Ermeni Soykırımı'nın 50. yıldönümü olan 24 Nisan 1965'te Erivan'da kitlesel bir gösteri düzenlendi.[49] Binlerce Ermeni, soykırım kurbanlarını anmak için Erivan sokaklarına dökülürken amaçları "Sovyet hükûmetinin otoritesine meydan okumak"tan ziyade "hükümetin dikkatini soykırıma çekmek" ve "Sovyet hükûmetini kaybettikleri toprakları geri almalarında onlara yardım etmeye" ikna etmekti.[50] Sovyet hükûmeti, göstericilerin taleplerini dikkate alarak, soykırım için bir anıt dikti. Tsitsernakaberd tepesinde inşa edilen anıt, 1967 yılında tamamlandı.[50]
1960'lar ve 1970'lerde Ermenistan'ın içinde ve dışında Sovyetler Birliği'ne ve Türkiye'ye karşı yasa dışı siyasi ve silahlı mücadelede bir artış görülü. 1966'da Haykaz Haçaturyan tarafından Erivan'da Ulusal Birlik Partisi adında bir yasa dışı milliyetçi parti kuruldu. 1966'dan 1980'lerin sonlarına kadar Sovyet Ermenistanı'nda gizlice faaliyet gösteren parti, kurucu üyelerinin 1968'de hapse atılmasından sonra Paruyr Hayrikyan tarafından yönetildi. Parti, Ermenilerin kendi kaderini tayin etme hakkını ve bu yolla Büyük Ermenistan'ın kurulmasını savunuyordu.[51] Partinin çoğu üyesi ise hapsedildi ve parti yasaklandı. Parti her ne kadar 1977 Moskova bombalamalarından sorumlu tutulsa da tarihçi Jay Bergman'a göre "saldırıların arkasındaki akıl hiçbir zaman kesin olarak belirlenmedi".[52][53]
20 Şubat 1988'de bölgesel yasama organı Dağlık Karabağ Yüksek Konseyi, bölgenin Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nden ayrılarak Ermenistan'a bağlanması talebini yayımladı. Moskova hükûmeti talebi reddederken, Erivan'da yüz binlerce insan ilhâkı desteklemek için gösteri yaptı. Birkaç gün sonra, 26 Şubat'ta, Azeri çetelerince Ermenilere karşı pogrom düzenlendi ve bunun sonucunda binlerce Ermeni zorunlu olarak Azerbaycan'dan göç etmek zorunda kaldı.[60] Buna karşın aynı yılın Mart ayında Ermenistan'ın Gugark bölgesinde Azeri azınlığa karşı Ermenilerce pogrom yürütülmeye başlandı.[61]
15 Haziran 1988'de Ermenistan Yüksek Sovyeti, Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a ilhâkını onadı. 17 Haziran 1988'de Azerbaycan Yüksek Sovyeti, bölgenin Azerbaycan'ın bir parçası olduğunu belirterek bölgeyi Ermenistan'a devretmeyi reddetti.[62] Kasım 1988'de Azeriler tarafından Ermenilere karşı Kirovabad kentinde başka bir pogrom gerçekleştirildi.[63] Aralık 1988'de Karabağ'ın ilhâkı gösterilerine öncülük eden Karabağ Komitesi'nin önde gelen üyeleri tutuklandı, ancak Mayıs 1989'da serbest bırakıldılar.[4] 1 Aralık 1989'da Ermenistan Yüksek Sovyeti ve Dağlık Karabağ Yüksek Konseyi, iki bölgenin birleştiğini ilan etti.[62] Ocak 1990'da bu kez Bakü'de Ermenilere karşı başka bir pogrom ve katliam gerçekleşti.[64] Pogromu durdurmak için Bakü'ye giren Sovyet ordusu, 19-20 Ocak 1990'da 90'dan fazla sivilin katline yol açacak Kara Ocak'ı gerçekleştirdi.[65]
1990 seçimlerinde Ermeni parlamentosunda çoğunluğu bağımsızlık yanlıları aldı. 23 Ağustos 1990'da Ermeni parlamentosu egemenlik konusunda bir karar aldı.[62] Sovyet ve Azeri güçlerinin Nisan ve Mayıs 1991'de Koltso Harekâtı'yla binlerce Ermeni'yi zorunlu göç etmek zorunda bırakmalarının ardından bölgedeki gerilim daha da arttı. Ağustos 1991'deki başarısız darbe girişiminin ardından Sovyetler Birliği'nin içindeki cumhuriyetler teker teker bağımsızlık ilân etmeye başladılar. 2 Eylül 1991'de Dağlık Karabağ Özerk Oblastı, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti olarak tek taraflı bağımsızlık ilân etti.[66] 21 Eylül 1991'de, Ermenistan'ın Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ön gören referandumdan bağımsızlık kararı çıktı. 26 Kasım 1991'de Azerbaycan parlamentosu, Dağlık Karabağ'ın özerkliğini kaldırdı. 10 Aralık 1991'de Dağlık Karabağ'da bölgedeki Azeri azınlık tarafından boykot edilen bir bağımsızlık referandumu yapıldı ve sandıktan %99 ile bağımsızlık kararı çıktı.[62]
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalar, 9 Mayıs 1992'de Ermeni kuvvetlerinin Şuşa'yı işgâli ile tam ölçekli bir savaşa dönüştü. 1993 yılına gelindiğinde, Ermeni kuvvetleri yalnızca Dağlık Karabağ'ı değil, aynı zamanda bölgenin çevresindeki birçok rayonu da kontrol altına aldı.[67] Savaşın sonunda 5 Mayıs 1994'te Kırgızistan'ın Bişkek kentinde mütareke imzalandı. Thomas de Waal'a göre, Ermenilerin zaferine üç faktör katkıda bulundu: "Azerbaycan'daki siyasi ve askeri belirsizlik, Rusların Ermenilere güçlü desteği ve Ermenilerin üstün savaş becerileri."[62] Mütarekenin imzalanmasından 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'na kadar Ermenistan dâhil hiçbir Birleşmiş Milletler üyesi tarafından tanınmayanDağlık Karabağ Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ ve çevresinde de facto hüküm sürdü.[4]
2020 Dağlık Karabağ Savaşı'ndaki zaferin ardından Azerbaycan, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti kontrolündeki Karabağ'ı çevreleyen toprakların yanı sıra Dağlık Karabağ bölgesindeki Şuşa ve Hadrut'ta da yeniden kontrolü sağladı.[68] Savaşın ardından Rusya Federasyonu arabuluculuğunda imzalanan mütarekeyle beraber Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti arasında iki bölge arasındaki ulaşımı sağlayan Rus barış güçlerinin kontrolündeki Laçın Koridoru haricinde kara bağlantısı kalmadı.[69]
19-20 Eylül 2023'te Azerbaycan tarafından gerçekleştirilen ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin resmen dağılmasıyla sonuçlanan 2023 saldırılarının ardından Azerbaycan bölgede tam kontrol sağlamıştır. Daha fazla direnemeyen Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, 1 Ocak 2024'te teslim olduğunu ve cumhuriyetin resmen feshedildiğini ilan etti.[70] Azerbaycan zaferinin ardından bölgedeki Ermenilerin tamamına yakını Ermenistan'a tahliye edildi.
Destekçiler
Ermeni Devrimci Federasyonu
1890'daki kuruluşundan bu yana sol milliyetçiErmeni Devrimci Federasyonu, Büyük Ermenistan fikrinin en büyük savunucusu olarak bilinmektedir.[71] Ermeni Devrimci Federasyonu, aynı zamanda Ermeni diasporasındaki en etkili örgütlerden biri olarak da bilinir.[72][73] Ermeni Devrimci Federasyonu'nun tanımına göre günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti'nin yanı sıra Dağlık Karabağ ve çevresi, Nahçıvan, Cavaheti ve Batı Ermenistan'ı kapsayan bölge; Büyük Ermenistan iddiaları için en çok kabul gören tanım konumundadır.[74] 1998 parti programında Taşnaksütyun'un ilk hedefinin "Sevr Antlaşması'na göre belirlenen Ermeni toprakları ile Cavaheti, Nahçıvan ve Artsah'ı içeren bağımsız ve özgür bir Birleşik Ermenistan" olduğu belirtilmektedir.[75] "Özgür, Bağımsız ve Birleşik Ermenistan", partinin ana sloganıdır ve partinin Paris'te yapılan 10. genel kongresinde partinin ana hedefi olarak belirlenmiştir.[60][76][77] EDF'nin üst kademe isimlerinden Hrant Markaryan, 2004'te olası Ermenistan-Türkiye ilişkileri için aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır:[78]
“
Ermenistan ile Türkiye arasında, herhangi bir koşulu kabul etmek zorunda kaldığımız, haklarımızın tamamından veya herhangi bir kısmından vazgeçmemizi gerektirecek her türlü ilişkiye karşıyız. Tam bir zafer elde edene, soykırım gerçeğinin uluslararası düzeyde tanınmasına, Büyük Ermenistan'ın kurulmasına kadar Türkiye üzerindeki baskıyı sürdüreceğiz.
Ulusal liberal düzlemdeki Miras partisinin platformu, Büyük Ermenistan savına açık bir atıfta bulunmasa da partinin lideri ve bazı üyeleri sava desteklerini ifade ettiler. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin Ermenistan tarafından resmî olarak tanınmasını destekleyen Miras, 2007, 2010 ve 2012 yıllarında Ermenistan Ulusal Meclisi'ne ülkenin tanınması için yasa tasarıları sunsa de her üç tasarı da iktidar partisi olan Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi'nin oylarıyla reddedildi.[79][80][81] Sovyet sonrası Ermenistan'ın ilk dışişleri bakanı olan parti lideri Raffi Hovannisian, "Dağlık Karabağ, Cavaheti ve Batı Ermenistan'daki ulusal çıkarlarımızın ve çocuklarımızın geleceğinin bilincine ancak halka yönelen bir hükûmet ile sahip olabiliriz." ifadeleriyle sava atıfta bulunmuştur.[82] 2011 yılında, önde gelen parti üyelerinden Zaruhi Bostancıyan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ cumhurbaşkanlarına açık bir mektupta, diaspora Ermenilerinin Ermenistan ve Dağlık Karabağ'a geri getirilmesini planlayarak, "ülkemizin kurtuluşu için bir temel oluşturacağız" ifadelerini kullandı.[83]
Nisan 2015'te Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı konulu bir konferansta Bostancıyan, Ermenistan'ın "tarihi vatan toprakları" üzerinde hak iddia ederek ülkenin "toprak bütünlüğünü geri kazanması" gerektiğini belirtti. Miras lideri Hovannisian ise Ermenilerin tarihi toprakları üzerindeki iddialarının ne kadar gerçekçi olduğu sorulduğunda, "Bugünün hayalleri yarının gerçekleri hedefleri olacak" yanıtını verdi.[84]
Hovannisian, 11 Nisan 2015'te The Jerusalem Post'ta yayınlanan bir görüş yazısında, Türkiye'nin Batı Ermenistan'ı işgal ettiğini belirterek "tarihi Batı Ermenistan'da bir Ermeni yuvasının yaratılması" çağrısında bulundu. Hovannisian ayrıca "Türkiye ve Ermenistan cumhuriyetleri arasındaki müzakerelerin, Karadeniz'de Ermeni irtifakına ilişkin hükümler de dahil ancak bununla sınırlı olmamak üzere, resmi sınırın ilk kez karşılıklı olarak çizilme ihtimâlini arttırdığını" da sözlerine ekledi.[85]
Biz her zaman bu Ermenistan Cumhuriyeti topraklarının yarının Büyük Ermenistan'ının çekirdeği olduğunu savunduk. Bu hususta yeni kurulan hükümetin tarihi haklarımızı geri vermeye kendini adamasını bekliyoruz. Daha da açmak gerekirse yeni cumhuriyet, Ermeni Soykırımı'nın tanınması ve tarihi toprak iddialarımızı da savunmalıdır.
Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından Ermenistan tarafından desteklenen Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Azerbaycan SSC'ye bağlı Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nın sınırlarını ve onun dışında kalan bazı bölgeleri de içeren yaklaşık 11.500 km²'lik bir alanı kontrol altına alarak bir “tampon bölge” oluşturdu.[93][94][95] İşgal edilen Kelbecer ve Laçın rayonları Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasındaki kara sınırında yer alan bölgelerdi.[96][95] 500.000 ila 600.000 Azerbaycanlı, Ermeni güçler tarafından bu bölgelerden sürüldü.[97][98] Bu süre içerisinde "iki ülke arasındaki gerilim arttığından dolayı evlerinde kalmak imkansız hale geldiği" gerekçesiyle Azerbaycan'daki Ermenilerin neredeyse tamamı (300.000 ila 400.000[99][100]) ve Ermenistan'daki Azerbaycanlıların neredeyse tümü (150.000'den fazla) kendi ülkelerine taşındı.[101][102][103]
Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, ömrü boyunca tanınmayan devlet statüsünde kalıp sadece Ermenistan tarafından tanındı. Karabağ'ın uluslararası alanda de jure olarak Azerbaycan'ın bir parçası olarak kabul edilmesine karşın Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti fiilen tek bir ülke olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.[9][104][105][106][107][108][109] Ayrıca Dağlık Karabağ, nüfusunun %99.7'sinin Ermeni olmasıyla Ermenistan'dan daha monoetnik bir yapıya sahipti, çünkü Azeri azınlık savaş sırasında bölgeden çıkmaya zorlanmıştı. Savaş sırasında Ermeni güçler tarafından ele geçirilen ve Dağlık Karabağ'ın dışında kalan bölgeler, Laçın şehri bir istisna olmak üzere, çoğunlukla ıssız veya çok seyrek yerleşimliydi. 2000 ve 2011 yılları arasında 25.000 ila 30.000 kişi Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ne yerleşti.[110]
2023 Dağlık Karabağ çatışmaları, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin 1 Ocak 2024'te resmen feshedilişiyle ve bölgenin tekrardan Azerbaycan'ın kontrolü altına girmesiyle sonuçlandı. Bunun sonucunda bölgedeki Ermenilerin tamamına yakını Ermenistan'a tahliye edildi. Bu gelişmeler Dağlık Karabağ'da "Büyük Ermenistan" fikrinin bitmesine sebep oldu.
Kamuoyu görüşleri
Batı Ermenistan
Büyük Ermenistan kavramına ilişkin herhangi bir kamuoyu verisi bulunmasa da Hürriyet Daily News'e göre sav, Ermeniler arasında popülerdir.[112]Tel Aviv ÜniversitesindenMoshe Gammer ve Prag ÜniversitesindenEmil Aslan Souleimanov ise bu kavramın Ermeni diasporasında popüler olduğunu öne sürmektedirler.[113][114]Gerard Libaridian ise Büyük Ermenistan savının kabûlünün veya tazminat olarak herhangi bir toprak talebinin tüm Ermeni diasporası için geçerli olmamasına rağmen Türk tarafının hâlâ soykırımı inkâr etmesinin ve soykırımın yarattığı tahribatı karşılamak için hiçbir çalışma yürütülmemesinin çoğu Ermenice haksızlık ve adaletsizlik olarak görüldüğünü belirtmiştir.[54]
Ermenistan'da 2014 yılında yapılan bir ankette Ermenistan'ın Türkiye'den Ermeni soykırımı tazminatı olarak hangi taleplerde bulunması gerektiğini sordu. Buna göre ankete cevap verenlerin %80'i Ermenistan'ın toprak iddiasında bulunması gerektiğini kabul etti (%30'u sadece toprak talebinde bulunurken diğer %50'si toprağın yanı sıra mâli ve mülkî talepte de bulundu). Buna karşın cevap verenlerin sadece %5,5'i Türkiye'den herhangi bir talepte bulunulmaması gerektiğini söyledi.[115] 2012'de yapılan bir ankete göre, sorulan Ermenilerin %36'sı, Türkiye'nin Ermeni Soykırımı'nı tanımasının toprak tazminatıyla sonuçlanacağı konusuna katılıyorum ya da kısmen katılıyorum cevabını verirken %45'i ise katılmıyorum cevabını verdi.[116] Anketi yapan Barometer.am web sitesinde 2014 yılında yayımlanan bir yazıda, Ermenilerin çoğunun soykırım tazminatı olarak Türkiye'den hem toprak hem de mâli tazminat istenmesi gerektiğini düşünürken buna karşın çoğu kişinin bu taleplerin gerçekleşmesini mümkün görmediği belirtildi.[115]
Dağlık Karabağ
2016 yılında Amerikan Jacobin dergisinde yayımlanan bir yazıda Ermenilerin çoğunun Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığının Büyük Ermenistan ideali için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasına karşı çıktığı belirtilmesine karşın Karabağ'ın ne koşulda olursa olsun savunulması ve Ermeni hükmünde tutulması gerektiği belirtildi.[117] 2017'de Ermenistan'da yapılan bir ankete göre cevap verenlerin %86,4'ü Karabağ ve çevresinde herhangi bir toprak tavizine karşı çıkarken %8,2'si ise yerleşim uğruna toprak tavizlerinin sorun olmadığını belirtti.[118]
2013 Caucasus Barometer anketine göre, Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a ilhâkı sorulduğunda katılımcıların %77'si ilhâkı kesinlikle desteklerken, %13'ü belli şartlar altında destekledi, katılımcıların %7'si ise olası bir ilhâka karşı çıktı.[119]
Popüler kültür
Ermenilerin yaşadığı tüm bölgeleri içine alacak bir Büyük Ermenistan fikri, Ermeni yurtseverlik şarkılarının ana teması olmuştur. Nersik İspiryan ve Harout Pamboukjian, bu tür şarkıların en ünlü icracıları arasındadır. Bu şarkıların en bilinen örneklerinden biri, 1989'da Gusan Haykazun'un yazdığı Piti Gnank (çev.'Biz gitmeliyiz')'tır.[120]
“
Tanrı er ya da geç gitmemiz gereken ülkeyi korusun, Aşkla ya da kılıçla, er ya da geç gitmeliyiz, Ağrı Dağı'na er ya da geç bayrağımızı koymalıyız, Sırayla ya da beraber, er ya da geç gitmeliyiz. Geçilmez çitler bizi ülkemizden ayırsa da, Ateşle ya da kılıçla, er ya da geç gitmeliyiz.
„
—Gusan Haykazun, Piti Gnank'ta.
2005'ten 2008'e kadar Armenfilm tarafından Ermeni çizgi film ressamı Robert Sahakyants tarafından çizilen Çanaparh Depi Tun (çev.'Eve giden yol') adlı dört kısa çizgi film yayınlandı. Çizgi film, 2050 yılında Karin'den bir grup okul çocuğunun "düşmandan kurtarılmış" Tigranakert, Bağeş, Muş ve Akdamar'a gezilerini konu almaktadır. Yaşadıkları ülkenin adı, Ermenistan'ın tarihi ismi olan Hayk'tır. Çizgi film, ARMTV tarafından yayınlanmıştır.[121] Son röportajlarından birinde Sahakyants, neden çizgi filmin Batı Ermenistan'ı konu aldığı hakkında şunları ifade etti: "Bugün Batı Ermenistan hakkında bir çizgi film üretiyorum çünkü bir gün o topraklara döneceğimize inanıyorum."[122]
"Birleşik Ermenistan", Paris Barış Konferansı (1919)
Ermeni Krallığının en geniş sınırları, II. Dikran dönemi(MÖ 95 - MÖ 55)
Etnik Büyük Ermenistan:Osmanlı ve Rusya imparatorlukları içinde yaşayan Ermenileri esas alan Ermenistan'dır. Fakat karasal bir devletin karşılaşacağı ekonomik ve uluslararası sorunlar neticesinde, Ermenilerin çoğunlukta ya da önemli bir azınlık olmadığı Trabzon çevresi de bu Ermenistan'a eklenerek Etnik Ermenistan genişletilir. Bu genişleme "Wilson Ermenistanı" 'nında da vardır. Modern tabirdeki Büyük Ermenistan, bu genişletilmiş Etnik Büyük Ermenistan'dan gelir.
Denize kıyısı olmayan asıl Etnik Büyük Ermenistan, Altı Vilayet ve Rusya Ermenistanı
Ermeni bir bolşevik önder olan Anastas Mikoyan, bu konu hakkında 1919'da şunları dile getirdi: "Emperyalist devletlere dayanan Ermeni milliyetçiler, Tarihi Ermenistan bölgesinde Büyük Ermenistan'ın kurulması gibi canice bir fikir ortaya atıyorlar. O bölgelerde pek Ermeni azınlığı olmadığı, aksine Müslümanlar daha çoğunlukta olduğu için o bölge Ermenileri ilgilendirmez. Partimiz, Büyük Ermenistan fikrini desteklememektedir."[123]
Ermenistan'ın 1991 ile 1998 yılları arasında cumhurbaşkanlığını yapan Levon Ter-Petrosyan, 1997'de yayınladığı ve Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nı konu alan War or Peace? Time to Get Serious adlı makalesinde "Ermenistan'ın Tarihi Ermenistan bölgesinin Ermenistan'a geri verilmesini ve Kars Antlaşması'nın iptal edilmesini talep etmesinin Türkiye'nin ekmeğine yağ süreceğini" belirtti.[124] Petrosyan, bunun Türkiye'ye Ermenistan'ın yayılmacı isteklerine dair kanıt sağlamaktan başka bir şey yapmayacağını, aynı zamanda uluslararası kamuoyunun Ermenistan'a karşı olan görüşünü negatif etkileyeceğini belirtti. Petrosyan aynı makalede "Kura-Aras Cumhuriyeti" fikrinin bir "masal" olduğunu belirtmiştir.[125][126]
^Shirinian, Lorne (1992). The Republic of Armenia and the rethinking of the North-American Diaspora in literature. Edwin Mellen Press. s. 78. ISBN978-0773496132.
^ab"Armenia: Internal Instability Ahead"(PDF). Yerevan/Brussels: International Crisis Group. 18 October 2004. s. 8. 3 March 2016 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 June 2014. The Dashnaktsutiun Party, which has a major following within the diaspora, states as its goals: "The creation of a Free, Independent, and United Armenia. The borders of United Armenia shall include all territories designated as Armenia by the Treaty of Sevres as well as the regions of Artzakh [the Armenian name for Nagorno-Karabakh], Javakhk, and Nakhichevan".
^abHughes, James (2002). Ethnicity and Territory in the Former Soviet Union: Regions in Conflict. Londra: Cass. s. 211. ISBN978-0-7146-8210-5. Indeed, Nagorno-Karabakh is de facto part of Armenia.
^Kaligian, Dikran Mesrob (31 Aralık 2011). Armenian Organization and Ideology under Ottoman Rule: 1908–1914. New Brunswick, NJ: Transaction. s. 1. ISBN978-1-4128-4834-3.
^Akçam, Taner (2012). The Young Turks' Crime Against Humanity: The Armenian Genocide and Ethnic Cleansing in the Ottoman Empire. Princeton, NJ: Princeton University Press. s. 129. ISBN978-0-691-15333-9.
^Marie-Aude Baronian; Stephan Besser; Yolande Jansen (2007). Diaspora and Memory: Figures of Displacement in Contemporary Literature, Arts and Politics. Rodopi. s. 174. ISBN978-90-420-2129-7.
^Shirinian, Lorne (1992). The Republic of Armenia and the rethinking of the North-American Diaspora in literature. E. Mellen Press. s. ix. ISBN978-0-7734-9613-2.
^Peimani, Hooman (2008). Conflict and Security in Central Asia and the Caucasus. Santa Barbara, CA: ABC-CLIO. s. 237. ISBN978-1-59884-054-4.
^Richard G. Hovannisian (1997). The Armenian People from Ancient to Modern Times. Palgrave Macmillan. s. 301. ISBN978-0-333-61974-2. OCLC312951712.
^Hovannisian, Richard G. (2004). The Armenian people from ancient to modern times. New York: St. Martin's Press. s. 323. ISBN978-1-4039-6422-9.
^Hatisyan, Aleksandr (1930). Հայաստանի Հանրապետության ծագումն ու զարգացումը [The Creation and Development of the Republic of Armenia]. Atina. ss. 129-130.
^Scharf, Michael (1996). "The Letter of the Law: The Scope of the International Legal Obligation to Prosecute Human Rights Crimes". Law and Contemporary Problems. 59 (4): 41-61. doi:10.2307/1192189. ISSN0023-9186. JSTOR1192189. 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2021. Initially, the Allied Powers sought the prosecution of those responsible for the massacres. The Treaty of Sevres, which was signed on August 10, 1920, would have required the Turkish Government to hand over those responsible to the Allied Powers for trial. Treaty of Peace between the Allied Powers and Turkey [Treaty of Sevres], art. 230, at 235, Aug. 10, 1920, reprinted in 15 AM. J. INT'L L. 179 (Supp 1921). "The Treaty of Sevres was, however, not ratified and did not come into force. It was replaced by the Treaty of Lausanne, which not only did not contain provisions respecting the punishment of war crimes, but was accompanied by a 'Declaration of Amnesty' of all offenses committed between 1914 and 1922." Treaty of Peace between the Allied Powers and Turkey [Treaty of Lausanne], July 24, 1923, League of Nations Treaty Series 11, reprinted in 18 AM. J. INT'L L. 1 (Supp. 1924). 99.
^USAK Yearbook of International Politics and Law Volume 3. Ankara: International Strategic Research Organization (USAK). 2010. s. 250. ISBN978-605-4030-26-2.
^Cohen, Ariel (1998). Russian Imperialism: Development and Crisis. Westport, CN: Praeger. s. 107. ISBN978-0-275-96481-8.
^Ramet, Sabrina P. (1989). Religion and Nationalism in Soviet and East European Politics, REV. Ed. Durham: Duke University Press. s. 190. ISBN978-0-8223-0891-1.
^Meeting the demands of reason; by prof. Jay Bergman, Cornell University Press, 0-8014-4731-3, 2009, p. 256
^Jessup, John E. (1998). An Encyclopedic Dictionary of Conflict and Conflict Resolution: 1945–1996. Westport, CN: Greenwood Press. s. 39. ISBN978-0-313-28112-9.
^Gerringer, Arthur E. (2002). Terrorism: from one millennium to the next. San Jose, Calif. s. 239. ISBN978-0-595-24286-3.
^Rapoport, David C. (2001). Inside Terrorist Organizations. Londra: Psychology Press. s. 229. ISBN978-0-7146-8179-5.
^Høiris, Ole; Yürükel, Sefa Martin (1998). Contrasts and Solutions in the Caucasus. Aarhus University Press. s. 233. ISBN9788772887081. Since 1988, Nagorno-Karabakh (called 'Artsakh' by the Armenians), became the symbolic centre of the imagined, lost and regained Erkir. The old romantic idea of both an independent and united Armenia revived with Nagorno-Karabakh.
^Helvécio de Jesus Júnior, João Ricardo Guilherme Zimmer Xavier (2018). "The geopolitics of the Caucasus: An analysis of the Nagorno Karabakh conflict". Revista da Escola Superior de Guerra. 33 (69). ISSN0102-1788. 20 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2021. On the other hand, attacks against Azerbaijanis also increased in great proportions, with several pogroms in the cities of Gugark and Gosh, including dozens of deaths and intensifying the nationalism of the two countries
^Imogen Gladman, Eastern Europe, Russia and Central Asia, Taylor & Francis Group, 2004, p. 131.
^Cox and Eibner. "Ethnic Cleansing in Progress: War in Nagorno Karabakh" Zurich: Institute for Religious Minorities in the Islamic World, 1993 [1] 5 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
^"Azerbaijan enters Nagorno-Karabakh district after peace deal". aljazeera.com. Al Jazeera. 20 Kasım 2020. 23 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. The Russian peacekeeping force of some 2,000 troops has deployed to the administrative centre of the region, Stepanakert, and set up checkpoints and observation posts along the strategic Lachin corridor connecting Nagorno-Karabakh with Armenia.
^Cohen, Roberta; Deng, Francis Mading (1998). The Forsaken People: Case Studies of the Internally Displaced. Brookings Institution Press. s. 275. ISBN978-0-8157-1498-9.
^ab"Ծրագիր Հայ Յեղափոխական Դաշնակցության (1998) [Armenian Revolutionary Federation Program (1998)]" (Ermenice). Armenian Revolutionary Federation Website. 14 Şubat 1998. 11 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2013. ՀՅ Դաշնակցությունը նպատակադրում է. Ա. Ազատ, Անկախ եւ Միացյալ Հայաստանի կերտում: Միացյալ Հայաստանի սահմանների մեջ պիտի մտնեն Սեւրի դաշնագրով նախատեսված հայկական հողերը, ինչպես նաեւ` Արցախի, Ջավախքի եւ Նախիջեւանի երկրամասերը: The goals of the Armenian Revolutionary Federation are: A. The creation of a Free, Independent and United Armenia. United Armenia should include inside its borders the Armenian lands [given to Armenia] by the Sevres Treaty, as well as Artsakh, Javakhk and Nakhichevan provinces.
^Postanjyan, Zaruhi. "Փոստանջյանը պահանջում է հանդիսություններ [Postanjyan demands celebrations]". A1plus. 14 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. ...մեր սերնդին ընձեռվել է հնարավորություն` կազմակերպել հայրենաշեն ազգահավաք հայկական երկու պետություններում, որոնք կազմում են 42000 քառակուսի կիլոմետր, ինչն էլ իր հերթին հիմք է ծառայում ազատագրելու նաև մեր ամբողջական հայրենիքը...
^Кавказский календарь на 1917 год [Caucasian calendar for 1917]. 72nd (Rusça). Tiflis: Tipografiya kantselyarii Ye.I.V. na Kavkaze, kazenny dom. 1917. ss. 214-221. 4 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
^"Country Overview". Office of the Nagorno-Karabakh Republic in Washington, DC. 19 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Haziran 2013.
^Eichensehr, Kristen; Reisman, W. Michael (2009). Stopping wars and making peace: studies in international intervention. Leiden: Martinus Nijhoff Publishers. s. 44. ISBN978-90-04-17855-7.
^Hampton, Janie (2013). Internally Displaced People: A Global Survey. Londra: Routledge. s. 140. ISBN978-1-136-54706-5.
^Jentleson, Bruce W. (2000). Opportunities Missed, Opportunities Seized: Preventive Diplomacy in the Postdcold War World. Lanham, MD: Rowman & Littlefield Publishers. s. 68. ISBN978-0-8476-8559-2.
^Mulcaire, Jack (9 Nisan 2015). "Face Off: The Coming War between Armenia and Azerbaijan". The National Interest. 3 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2024. The mostly Armenian population of the disputed region now lives under the control of the Nagorno-Karabakh Republic, a micronation that is supported by Armenia and is effectively part of that country.
^"Armenia expects Russian support in Karabakh war". Hürriyet Daily News. 20 Mayıs 2011. 2 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2013. While internationally recognized as Azerbaijani territory, the enclave has declared itself an independent republic but is administered as a de facto part of Armenia.
^Central Asia and The Caucasus, Information and Analytical Center, 2009, Issues 55-60, Page 74, "Nagorno-Karabakh became de facto part of Armenia (its quasi-statehood can dupe no one) as a result of aggression."
^Cornell 2011, s. 135: "Following the war, the territories that fell under Armenian control, in particular Mountainous Karabakh itself, were slowly integrated into Armenia. Officially, Karabakh and Armenia remain separate political entities, but for most practical matters the two entities are unified."
^Goksel, Nigar (28 Ocak 2008). "The Turkey-Armenia border, mental maps and incoherent policies". Hürriyet Daily News. 11 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Haziran 2013. For borders with Turkey to open, Armenia must recognize the border with Turkey clearly, thus ending the popular (among Armenians) vision of 'Greater Armenia'.
^Souleimanov, Emil (2013). "Turkey's Relations with Armenia]". Understanding Ethnopolitical Conflict: Karabakh, South Ossetia, and Abkhazia Wars Reconsidered. Palgrave Macmillan. ISBN978-1-137-28024-4. ... the Armenian Revolutionary Federation, one of the most influential political parties inside Armenia, still regards the "returning" of territory in eastern Anatolia as one of the priority goals of its activities; while the Armenian diaspora around the world is apt to strongly sympathize with this aspiration.
^Պիտի գնանք (Ermenice). National Center of Educational Technologies. 3 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2013.
^Ճանապարհ դեպի տուն [Road Home] (Ermenice). National Cinema Center of Armenia. 11 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2013.